Hearts of Iron IV geliştirici günlüklerinde bu hafta oyunun geliştirilmesine Paradox Interactive’in gözünden bakılıyor.
Herkese merhaba.
HoI4 geliştirici günlüklerini düzenli bir şekilde takip ediyorsanız şu sıralar sıradan günlüklere ara verdiğimizden haberdarsınızdır, ancak merak etmeyin, haftaya podcat üzerinde çalıştığımız hususlarla ilgili derinlemesine bilgi barındıran bir günlükle karşınızda olacak. Geçtiğimiz hafta HoI4’te proje şefi konumunda yer alan KimchiViking, kendi açısından HoI4’ün geliştirilme sürecini sizlere anlatmıştı. Ben de Paradox Interactive’de ürün şefi olarak bu hafta sizlere yayımcının gözünden oyunun geliştirilişini anlatacağım.
Birçoğunuz yüksek ihtimalle oyun yayımcılarının ne yaptığını az çok biliyordur ancak ben yine de işi sıfırdan alıp anlatacağım. Yayımcının görevi oyunun geliştirilme sürecini finanse etmektir, bunun ardından oyunun dağıtımı ve tanıtımı sorumluluklarını üstlenir. Ürün şefi olarak benim görevim ekibin ihtiyaç duyduğu kaynakları edinmesini ve sizin karşınıza “en iyi düzeyde” bir oyun çıkarılmasını sağlamak.
HoI4’te üretim ekibiyle oldukça yakın bir çalışma sergiliyoruz, bu ekipte oyun direktörü podcat ve proje şefi KimciViking’in yanı sıra tanıtım ve satım departmanındaki tüm etkinlikleri koordine eden ürün müdürü bulunuyor. Bu ekiple önümüzdeki aylarda/yıllarda neler yapmamız gerektiğini tartışıyoruz. Oyun direktörünün görevi eklentilerle ilgili fikirler bulmak, proje şefi bu eklentileri ne zaman tamamlayabileceğimizi düşünmek ve ürün müdürünün görevi bu eklentinin tanıtımının nasıl yapılacağını belirlemek, benim görevim ise bütçeyi denetlemek.
Genellikle yıllık planlar üzerinde çalışıyoruz (bu yıllık planın yanı sıra oyunda neler yapmak istediğimize yönelik daha uzun vadeli planlarımız oluyor). Bu da yılın bu döneminde önümüzdeki 12-18 ay içerisinde neler yapacağımızı planladığımız anlamına geliyor.
Bu nerden baksanız kendisini yineleyen bir süreç:
- Oyuna eklemek istediğimiz içerikler (her eklentinin teması)
- Bunun yapılabilmesi için nasıl bir geliştirici ekibinin gerektiği (kaç programcı, kaç tasarımcı, kaç QA)
- Optimal çıkış tarihi ve oyuncuların eklentiden haberdar olması için yapılması gereken tanıtım (örneğin bir başka oyunun çıkış tarihi, Paradox Weekend gibi Steam üzerindeki indirimler vs)
- ve yukarıdaki hepsinin finansal uygunluğu.
Ürün ekibi olarak eklentilerdeki çalışmamıza dair daha ayrıntılı bilgi almak için Gruffa’nın CK2 için yazdığı geliştirici günlüğünü okumanızı öneririm: https://forum.strategyturk.com/konu-gunluk-ck2-yayimlama
Tüm bunlar yapıldıktan sonra bütçeyi inceleyip ilk baştaki öngörülerimle bu ortaya çıkan bütçeyi karşılaştırıyorum, eğer bu öngörüyle ortaya çıkan bütçe uyuşuyorsa sorun yok, eğer uyuşmuyorsa bazı planlar üzerinde değişiklik yapmamız veya eklentinin bütçesini arttırmak için talepte bulunmamız gerektiği anlamına geliyor. Bu bütçe arttırımı kimi zaman geliştiricilerle alakalı olurken kimi zaman eklentinin tanıtımıyla alakalı olabiliyor.
Sonsuz bir paranın ve zamanın olduğu bir dünyada birçok talebe evet derdim, ancak böyle bir şey sözkonusu olmadığı için kimi zaman eklentileri kırpmamız gerekebiliyor. Bu durumda bir masa etrafında toplanıp nasıl bu işe nasıl eğilmemiz gerektiğini tartışıyoruz.
Ekip HoI4 için bir sonraki hamleyi planlarken.Bu hususta elimizde oldukça somut bir örnek olarak HoI4’ün ilk eklentisi var. Asıl planımız expansion pass satın alanlara 50 dolarlık 2 eklentiyi 40 dolara edinmelerini sağlamaktı, ancak HoI4 çıktıktan sonra oyunculardan gelen geridönüşler doğrultusunda bazı ekstra hususlar üzerinde de çalışmamız gerekti. Bu hususlara eğilebilmek adına Together for Victory ve Death or Dishonor eklentilerinin içeriğini azaltıp bedava yamaya ve hata giderimlerine odaklandık.
Bu hata giderimleri sonrasında oyunu daha iyi bir hale getirdiğimizi düşünüyoruz ancak yine bu durum expansion pass alanların aklının karışmasına sebebiyet verdi çünkü onlara bedava olacak ilk 2 eklenti normalden daha küçük eklentiler olarak çıkacaktı. Bu hususta bu kafa karışıklığını gidermek için bir çözüm üzerinde çalışıyoruz, isteğimiz expansion pass alanların -normalden biraz daha uzun sürse de- bunu satın almış olmalarının değdiğini düşünmelerini sağlamak.
Geçtiğimiz hafta KimchiViking sizlere çıkış tarihini nasıl belirlediğimizden bahsedeceğimi söylemişti. Bu hususta önemli olan 2 unsur var bunlardan birincisi bir eklentinin tamamlanmasının ne kadar zaman alacağı ve ikincisi bu periyot içerisinde ne kadar paraya ihtiyaç duyduğumuz. Eğer elimizde 1 eklenti çıkartmak için 52 hafta olsaydı, 52 haftalık çalışma sonrasında ortaya çıkan eklentiyle bu eklentinin giderini karşılamamız imkansız olurdu. Dolayısıyla eklentilerde eklenti üzerinde harcadığımız zamanla eklentinin fiyatı arasında bir denge olması gerekiyor. Oyunda yıllar boyunca çalışacak ve bu oyunu geliştirecek özel bir ekip olmasını istiyoruz, aynı zamanda CK2 ve EU4’te yaptığımız gibi oyunu uzun bir süre boyunca geliştirmek istiyoruz. Bu da yıl içerisinde belli sayıda eklenti çıkartarak o yıl içerisindeki giderimizi karşılamamız gerektiği anlamına geliyor. Bu mantıkla Death or Dishonor’un Together for Victory’den kısa bir süre sonra çıkması gerekiyordu ancak eklenti çıkartmak yerine bu yılın ilk çeyreğinde oyundaki hataların üstüne gittik. Tüm bunlara ek olarak paralı içerikler aynı anda bu paralı içerikle beraber çıkartmak üzere bedava bazı yenilikler yapmamızı da olası kılıyor.
Aynı zamanda bir eklenti çıkarttığımızda olabildiğince çok kişiye ulaşmak istiyoruz. Önümüzdeki 12-18 ay boyunca çıkartacağımız eklentileri belirledikten sonra bu eklentilerin ne zaman çıkmasının daha çok oyuncuya ulaşmamızı sağlayacağını analiz etmemiz gerekiyor. Bu tarihi belirlerken diğer oyunların çıkış tarihlerini incelememiz ve Steam, GreeenManGaming gibi sitelerdeki indirimleri takip etmemiz gerekiyor.
Eklenti çıktıktan sonra bu eklentinin aldığı reaksiyonu inceliyoruz, satış rakamlarıyla birlikte bu reaksiyonu hesaba katarak önümüzdeki eklentiler için notlar alıyoruz. Oyuncuların yorumlarına değer verip, oyuna verdiğimiz yönde bu yorumları dikkate alıyoruz. Düzenli bir şekilde bu oyunu desteklemeye devam ettiğiniz için çok mutluyuz, ancak bu arkaya yaslanıp keyfimize bakabileceğimiz anlamına da gelmediğinin farkındayız. Umuyorum ki gelecek hafta okuycağınız şeylerle büyük oranda tatmin olacaksınızdır.