Victoria 3’te Savaşın Bedeli


Victoria 3 geliştirici günlüklerinde bu hafta savaşın bedeli ele alınıyor.

Herkese merhabalar, bugün Victoria 3’teki savaş mekaniklerinden bahsettiğimiz 4 günlüklük seriyi tamamlamış olacağız. Eğer önceki günlükleri okumadıysanız Savaş KonseptiCepheler ve GenerallerDonanmalar ve Amiraller başlıkları altında askeriyenin birçok yönünü ele aldık.

Savaşın ekonomik bir maliyetinin olması yeni bir fikir değil. Birçok strateji oyununda askeri birim üretirken para harcarsınız, o birimleri beslemek paraya mal olur. Nüfus sisteminin bulunmadığı Paradox oyunlarında dahi takviyeler İnsan gücü havuzundan alınır. Bazı oyunlarda hala ordunuz olmasına rağmen hazinenizin savaşı kaldırmaması sebebiyle barışmanız gerektiğine dair uyarılarla karşılaşırsınız.

Victoria 3’te savaşın gerçek anlamda astronomik ve çoğu zaman kalıcı etkilerini ekonomi sisteminde yansıtarak bu durumu bir ileri aşamaya taşımayı hedefliyoruz. Buna oyuncuların ve Nüfusların savaşlardan faydalanabilmesi, ticaretin sekteye uğratılmasıyla askerî avantaj edinilebilmesi, savaşta başarılı olmak için sadece askeriyede değil, sanayide de atılımlar yapılması, askeriyenizin ekonominizle uyum sağladığı Yasalara sahip olmanız, altyapının sadece sanayiyi değil aynı zamanda savaşı da destekleyen bir unsur olması, cephede zarar gören Nüfuslarınız için sıhhiye hizmeti ve ilaçlarda ilerlemeler yapılması gibi hususlar da dahil.

Amacımız, her ne kadar işin parçası olsa da oyuncunun çeşitli ekonomik butonlara basarak savaşa hazırlanması değil. Ana hedef, savaşların gerçek hayattakine benzer şekilde oyuncunun savaşa girmeden evvel fırsat maliyeti değerlendirmesi yapmasını sağlamak. Belki de savaşta harcayacağınız kaynakları daha farklı bir alanda değerlendirmek istersiniz, sorunları diplomasiyle çözmek savaşla çözmekten daha kârlı olabilir. Eğer savaş hem maliyeti hem de düşmanın gücünü azaltması yönünden her zaman makul bir seçenek olsaydı, oyunda diplomasi savaş başlamadan önce formaliteden atılan adımlardan ibaret olurdu. Her iki taraf da işin savaşa dönüşmesini istemiyorsa, işte o zaman Diplomatik Oyun çok daha heyecanlı bir hal alıyor.

Bu durum aynı zamanda ne zaman durmak gerektiğini bilmenin de bir meziyet haline gelmesini sağlıyor. Ya hep ya hiç savaşı olsaydı bu durum sorun teşkil etmezdi fakat Victoria 3’te genellikle savaşlar iki taraftan birinin istediği her şeyi almasıyla sona ermeyecek (önümüzdeki hafta Barış Tekliflerinden bahsedeceğiz.) Düşmanınızı yeterince yıprattıktan sonra bir teselli ödülü alabilir veya önümüzdeki 5 yıl boyunca ondan daha iyi durumda olacağınızın bilinciyle ateşkes imzalayabilirsiniz.

Şimdi ayrıntılara geçelim.

dd25-1.PNG

Savaş makinesini besleyebilme beceriniz sadece savaşta değil barış zamanında da önem taşıyor. Oyunun başlangıcında birçok ülke kendini destekleyebilen Düzensiz Piyadelerden oluşan bir ordu beslese de, bu durum çok uzun sürmeyecek. Gelişmemiş ülkelerde maaşlar karşılanabilir olsa da artan üretkenlik ve iş rekabeti beklentilerin de yükselmesini beraberinde getirecektir.

Ülkenizin Ordu Modeli, askeriye teşkilatınızı belirleyen Yasaya göre belirlenir. Şu anda oyunda 4 farklı Ordu Modeline sahibiz.

Köylü Milis modelinde, Kışlalar tarafından desteklenen kalıcı ordu ya yoktur ya da çok düşük bir miktardadır. Bunun yerine ülke savaş durumunda düzensiz birliklerden oluşan milis güçlerinden faydalanır ve bu milislere soylulardan meydana gelen Subay sınıfı liderlik eder. Bu ordu modeli barış zamanında ucuz olmakla beraber, savaş zamanında (özellikle can kaybı bakımından) oldukça maliyetli olabilir. Bu Taburları organize etmek daha uzun sürer ve ülkenin Prestijini etkilemek üzere Güç İntikali sağlamazlar.

Ulusal Milis modelinde kalıcı ordu ve Güç İntikali kısıtlaması Köylü Milis modeliyle aynı olmakla beraber, gerekli görülmesi takdirde nüfusunuzun önemli bir kısmından milis olarak faydalanabilmenizi sağlıyor. Bu milisler seferberlik altına almıyorlar, bu da otomatik olarak garnizon kuvvetlerine dahil edildikleri ve Generallerin ordularına dahil edilerek Cephede İlerleme gibi görevlerde kullanılamayacakları anlamına geliyor. Bu model, savunma odaklı bir askeriyeye sahip ülkeler ve askeriyeyi demokratikleştirip Silahlı Kuvvetlerin gücünü kontrol altında tutmak isteyen ülkeler için ideal.

Toplu Askere Alım modeli Milliyetçilik ismindeki toplum “teknolojisini” açtıktan sonra seçilebilir hale geliyor. Bu ordu modelinde Ulusal Milis modeliyle aynı miktarda askere alım yapıyorsunuz fakat kalıcı ordunuz bir kısıtlamaya tabi tutulmuyor ve gerekli görülmesi takdirde onları Generallere verebiliyorsunuz. Buna ek olarak askerler daha hızlı eğitiliyorlar fakat sadece piyade olabiliyorlar. Bu ordu modeli elinden geleni ardına koymadan, sürekli bir şekilde cepheye yeni askerler göndermesi gereken ülkeler için ideal.

Düzenli Ordu modelinde barış zamanında dahi ordu sahibi olunabiliyor. İhtiyaç durumunda daha az miktarda sivilin orduya alınmasına müsaade etse de, kalıcı ordu ülkenin Prestijine hatırı sayılır bir katkı sağlıyor. Bu model Üretim Yöntemleri yönünden en esnek model ve ülkenin ordusunu herhangi bir kısıtlama olmaksızın değiştirebilmesini mümkün kılıyor. Bu model sayı üstünlüğünden ziyade daha pahalı ancak daha güçlü birliklere sahip olmak isteyen, teknolojik olarak ileride olan devletler için idealdir.

dd25-2.PNG

Tüm Yasalar gibi Ordu Modelinizi değiştirmeniz bazı Çıkar Grupları tarafından desteklenirken bazıları tarafından olumsuz karşılanacaktır. Genellikle büyük sorunlara sebep olmadan bir Yasanın çıkarılabilmesi için en azından yarı-meşru bir hükümete sahip olmanız gerekir. Yukarıda yasaların yanında yer alan ikonlar çalışma aşamasında.

Nüfusu askere almak tüm ülkeler tarafından kullanılabilen bir seçenek fakat bunu sadece savaştayken veya savaş tehditi altındayken (yani Diplomatik Oyun esnasında) yapabiliyorsunuz. Askere alınmış Taburlar Güç İntikali yaratmazlar, dolayısıyla Prestijinizi etkilemezler ve bazı Ordu Modellerinde talim gerektiren çeşitli Üretim Yöntemlerine erişemezler.

Askere alım ülke genelinde uygulanabileceği gibi eyalet bazında da uygulanabilir. Askere alım yapmak sivillerin geçici askerî hizmete alındıkları Askerlik Şubelerinin oluşmasına sebep olur. Askere alınan nüfuslar aktif oldukları müddetçe bir maliyete sahip olur, bu durum sivil askerlerin askeriye bütçesini düşük tutmak için mantıklı bir strateji olabileceği, ancak tamamen maliyetsiz de bir seçenek olmadığı anlamına gelir.

Öncelikle, Askerlik Şubesi oluştuktan sonra nüfuslar kendi mesleklerinden ayrılırlar, bu da ülkenin ekonomisine zarar verir. Eğer belli bir eyalette askere alınan nüfuslar toplumun alt tabakasından, örneğin Kurşun Madeninden geliyorlarsa, bu durum üretimin de aksamasına sebep olur ve kurşun tüketen Cam İşi ve Cephane Fabrikası gibi binalar bu durumdan negatif etkilenir, bu da sadece ekonominizin değil askeriyenizin de etkilenebileceği anlamına gelir. Yeterli Nüfusa sahip olmanız durumunda Kurşun Madenleri yeni madenciler bulur ve bu sorun bir süre sonra ortadan kalkar fakat uzun vadede bir eyalette askere alım yapmak Varlık dağılımının, siyasi meyillerin, nüfus dağılımının, sanayi kârlılığının ve daha birçok unsurun değişeceği anlamına gelir. Savaşı kazanmış dahi olsanız, evine dönen askerler eski Yaşam Standartlarına ulaşmak adına yeni fırsatlar kovalayacaklardır.

Ek olarak, askere alınmış birliklerden oluşturulan Taburlar sıfırdan üretilirler ve bu süreç zaman alır. Bu durum evlerine döndüklerinde muharebede edindikleri tecrübeleri kaybettikleri anlamına gelir, öte yandan kalıcı ordu birimleri zaman içerisinde bu tecrübeyi koruyarak çok daha güçlü bir hal alırlar. Askere alınan birlikler maliyetlerine bakıldığında kalıcı ordudaki askerlere nazaran çok daha etkisizdir.

Son olarak, Generallerinize dağıtılan Taburlar onların kademelerine göre dağıtılırlar ve üretilir üretilmez seferberliğe dahil olmazlar. Bu Taburlar sıfırdan üretilir, ardından seferberliğe dahil Generallerin komutası altına gireceklerse onların da seferberliğe dahil olmaları gerekir. Cephe ve Generallerden bahsettiğimiz günlükte çok sayıda Taburun harekete geçmesi durumunda altyapının önemli bir rol oynadığından bahsetmiştik, bu sebeple askere alım yaparken eyaletin altyapısını da göz önünde bulundurmanız gerekiyor.

Yukarıda anlattığımız her şey bir butona basmanızla birlikte otomatik bir şekilde gerçekleşse de, o butona basmanız bir anda değil zaman içerisinde tecrübe edilecek komplike sonuçlara sahiptir. Bol nüfuslu ancak sanayileşmemiş bir eyalette askere alım yapmanız, Paris gibi sanayileşmiş bir yerde askere alım yapmanıza nazaran çok daha farklı etkiler yaratır.

dd25-3.PNG

Toplu Askere Alım sayesinde yüksek miktarda askere sahip olabilirsiniz fakat iş gücünüzün %25’ini (yukarıdaki görselde 60 Tabur, 12 kademe tarla, maden veya fabrika çalışanlarına denktir) savaşa sürmeniz ekonominizde önemli etkilere sebep olabilir. Henüz çalışma aşamasında olan bu görsellerde haritaya tıklayarak veya soldaki listeden seçim yaparak bu sistemle nasıl etkileşime girebileceğinizi görüyorsunuz.

Nüfusları askere almanın en somut etkisi, askerî mallara harcadığınız para miktarı üzerinden olacaktır. Kışlalar her zaman destekledikleri Tabur sayısı oranında askerî mal harcaması yapsa da, seferberlik altındaki birlikler normal miktarın 2 katı harcama yaparlar. Bu iki katı harcama sadece satın alınması gereken miktarı ikiye katlamakla kalmaz, aynı zamanda bu malların talep miktarını arttırır, bu da birim başı fiyatı etkiler. Üretim seviyesini korumanız yerel Silah Sanayisi, Cephane Fabrikaları ve Savaş Makinesi Fabrikalarının kâr oranlarının artacağı anlamına gelir.

Bu durum aynı zamanda – dost veya tarafsız – diğer tüm ülkelerin size silah ithal etmesinin kârlı olacağı anlamına gelir. Eğer diğer ülkelere askerî mal ihracatında bulunuyorsanız bunu iptal ederek fiyatları düşürebilirsiniz, eğer tarafsız ülkeler sizden silah ithal ediyorsa onlara Ambargo (en azından Gümrük Vergisi) koyabilirsiniz. Tüm bu yaptıklarınız hazinenize ve cephedeki birliklerinize katkı sağlar.

Okyanustan geçen ticaret rotaları düşmanın Konvoy Yağmalama görevine sahip birlikleri tarafından hedef alınabilirler. Devriye gezen gemiler onları tespit edip tamirat için evlerine gönderene kadar bu filolar hem ikmal ağınızı (hem Ticaret Rotalarını hem de denizaşırı bölgelerdeki Generallerin ikmalini) hem de spesifik deniz rotalarını etkileyerek ülkenizin Hafif Silahlar gibi stratejik kaynaklara veya Radyolar gibi zor bulunan mallara erişimini kısıtlayabilir. Bir ülkenin sanayi, lüks ve hatta temel mallara olan erişimini kısıtlamak savaşta kalabilme yetilerini büyük zarara uğratır, bu durumdan önümüzdeki hafta daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz.

Konvoy Yağmalama örneğin Doğu Hindistan Şirketi’nin Londra’ya olan bağlantısını keserek denizaşırı pazarlara da hasar verebilir. Bu hamle özellikle dengeli bir üretim yerine belli alana odaklanılan üretim gerçekleştiriliyorsa hayatta kalmaları için bu bağlantıya ihtiyaç duyan birçok eyaletin ekonomisinde büyük yaralar açabilir.

dd25-4.PNG

Birçok ülke sadece savaş esnasında fazladan silah edinimi için değil, aynı zamanda bu zorlu zamanlarda moralleri yüksek tutmak için tüketim ürünleri ediniminde de dış ticarete muhtaç durumdadır. Diplomatik Oyun esnasında ticari ortaklarınızla zıt tarafta yer almanız bir felaketle sonuçlanabilir. Yukarıdaki ekran görüntüsünde Britanya’nın Osmanlı’ya her ay 100 Top gönderdiği görülüyor, Britanya krizde Rusya’nın safında yer aldığı için Osmanlı’nın yeni bir ticaret ortağı bulması gerekecek. Osmanlı’nın çözmesi gereken bir diğer problem ise az miktarda Likör ve çok miktarda Lüks Giysi üretimi olacak, özellikle Giysi eksikliği ülkedeki zengin Nüfusların savaşa olan görüşünü etkileyebilir.

(Bu ekran görüntüsünde Mevcut Konvoy ve Gereken Konvoy miktarlarında şüpheli bir şekilde yuvarlak rakamlar görüyorsunuz, bunlar geçici değerler, ileride farklı ticaret noktalarında ticareti yapılan mal miktarına göre belirlenecekler.)

Erişebildiğiniz mallar, teknolojiler ve kimi zaman Yasalar, hangi askerî Üretim Yöntemlerini kullanabileceğiniz konusunda belirleyici rol oynar. Bu Üretim Yöntemleri üzerinden ordunuzun ve donanmanızın kompozisyonunu belirleyebilir, her ikisi için de “geliştirmeler” ve “farklı seçenekler” kullanabilirsiniz. Her zaman olduğu gibi bu liste henüz tamamlanmış değildir ve oyunun şu anki sürümünde var olanları yansıtır.

Piyade Düzeni Üretim Yöntemleri, ordunuzun temel savaş gücünün teşkilatını ve doktrinlerini belirler. Genellikle Hafif Silahlar ve Mermi harcarlar, Düzensiz, Hat, Müsademe, Siper ve Manga Piyadelerini içerirler. Saldırı, Savunma ve Talim Oranı en çok etkilenen istatistiklerdir.

Topçu Desteği Üretim Yöntemleri pahalı Top ve Mermilerle Taburlarınızın Saldırı, Moral Hasarı, Ölüm Oranı ve Yıkım gibi istatistiklerini etkiler. Bu alanda Toplar, Hareketli Toplar, Şarapneller ve Kuşatma Topları bulunur.

Taburlarınızın Hareketlilik seçenekleri araziyi tanıyabilmelerini, Saldırı esnasında hasar verebilmelerini ve kazanılan muharebe sonrasında daha fazla toprak ele geçirebilmelerini etkiler. Bu alanda varsayılan seçenek Süvari güçleridir ancak burada Bisikletli Ulaklar ve hatta Hava Keşiflerinin ve Zırhlı Tümenlerin oyunun son döneminde üretilen Savaş Makineleri ile desteklenmesiyle Uçak ve Tank dahi yer alabilir.

Kalıcı ordunuz Kışlalarınızın odaklandığı çeşitli Uzman Bölükler barındırabilir. Bunlar Makineli Tüfek Nişancıları, Casuslar, Alev Silahlı Birlikler ve Kimyasal Silah Uzmanları gibi birimleri içeriyor. Bu uzmanlar spesifik etkiler sağlamak üzere çeşitli mallar tüketiyorlar.

Tıbbi Yardım birliklerinizin muharebede ne tür bir tıbbi desteğe sahip olduğunu belirliyor. Bunlar basit Sargı Bezlerinden İlk Yardıma ve hatta Savaş Hastanelerine kadar değişebiliyor. Bu Üretim Yöntemleri Kumaş ve Afyon tüketiyorlar, muharebelerdeki kayıpları minimize etmeye çalışıyorlar.

dd25-5.PNG

Afyona olan erişiminiz savaş zamanında yaralanmış nüfusları iyileştirebilmenizi sağlar fakat barış zamanında pazarınızda bol miktarda Afyon bulunması Nüfuslarınızın bu uyuşturucuyu sağlıksız bir Takıntı haline getirmesine sebep olabilir. Bu durum eğer Afyonu üreten taraf sizseniz çok büyük bir problem teşkil etmeyebilir fakat Afyon ithalat yoluyla pazarınıza giriyorsa daha ciddi bir sorun var demektir.

Benzer bir şekilde, Donanma Üsleri de Flotillalara çeşitli etkiler sağlamak üzere farklı mallar tüketirler. Bu kısım henüz tasarım onayından geçmedi bu sebeple çok fazla ayrıntı vermeyeceğim fakat donanmaların Üretim Yöntemleri Flotillayı tanımlayan ana geminin özelliklerini belirliyor. Man-o-War, Ironclad, Monitor, Dreadnought, Battleship vs. Ana geminin türünün yanı sıra, Denizaltılara sahip olmak veya Uçak Gemileri gibi şeyleri yine bu şekilde belirliyorsunuz. Tüm bunların farklı görevlerde kendilerine has artıları ve eksileri bulunuyor, bu şekilde donanmanızı ticaret rotalarını koruma, çıkartmalar yapma veya limanları ablukaya alma üzerine özelleştirebiliyorsunuz.

Bu noktada aklınıza bir soru takılmış olabilir, kara ordularından ve Generallerden yararlanmak için seferberlik ilan etmeniz gerekiyor, peki donanmalar ve Amirallerde bu durum nasıl işliyor? Donanmalar her zaman hazır sayılıyorlar ve aktifleşmeleri için seferberlik ilanı gerekmiyor. Aynı zamanda savaş başladığında askere alım yapıp savaş gemilerinde mürettebat olarak da kullanamıyorsunuz. Bu durum donanmanızı geliştirmenizin uzun vadeli bir süreç ve uzun vadeli bir yatırım olduğu anlamına geliyor. Donanmalar Güç İntikali konusunda çok daha etkililer ve güçlü bir donanmaya sahip olmak savaş dışı eylemlerde pek işinize yaramasa da, sağladığı Prestij ile hazinenizde yarattığı ağırlığı makul hale getirebilir.

Donanmalar barış zamanında savaşta olduğuyla aynı maliyete sahip oldukları için, onları barış zamanında da kullanmak isteyebilirsiniz. Amirallerinize birçok emri barış zamanında da verebilirsiniz ve ufukta bir düşman gemisi gördüklerinde otomatik olarak harekete geçerler.

Savaşın ağır sonuçları olan daha dolaylı bir etkisi Yıkım üzerindendir. Yıkım, eyalette yaşanan muharebeler doğrultusunda eyalete ve altyapısına verilen zararı temsil eder. Top atışı gerçekleştirilen muharebeler daha yüksek Yıkıma sebep olurlar. Yıkım direkt olarak Altyapıyı, dolayısıyla Pazar Erişimini etkiler ve eyaletin ekonomik olarak hasar görmesine sebep olur. Aynı zamanda eyaletin göç çekiciliğini etkiler, Nüfus ölüm oranını arttırır ve diğer çeşitli etkilere sebep olur. Savaşın bitmesiyle beraber bu hasar kademeli bir şekilde azalsa da, eyaleti yeniden inşa etmek ciddi zamana ve paraya mal olacaktır.

dd25-6.png

Yıkım öncesi Eflak ve çevresindeki eyaletler, her zaman olduğu gibi rakamlar değişebilir.

Son olarak savaşın bir de insan bazında bir maliyeti var. Bazı savaşlar her iki tarafta birkaç yüz ölüyle sonuçlanırken, bazı savaşlar milyonlarca ölüme sebep olabilir. Victoria 3’te savaşan askerler sizin nüfusunuzdur, tarlalarınızda çalışan, fabrikalarınızda işçilik yapan, tercih ettiği partiye oy veren, size isyan edebilen, okur yazar olup daha yeşil otlakların bulunduğu bir yere göç edebilen insanlardır.

Birçoğu muharebe esnasında ölse de, önemli bir kısmı muharebe yolunda veya muharebeden sonra hastalık, açlık, enfeksiyon vb. sebeplerden hayatını kaybeder. Seferberlik ilan etmek ve cepheye asker yığmak tek başına nüfuslarınızın ölümüne veya hayat boyu sürecek hastalıklar edinmelerine sebep olabilir. Bunu azaltmak için araştırmalar yapıp cephedeki tıbbi desteği güçlendirebilir, Generallerinizi bu zayiatı azaltacak kişilerden seçebilirsiniz.

Yaraları iyileşmeyen zayiatlar ya Muhtaç haline gelerek eve dönerler ya da ölürler. Her iki seçenek de büyük savaşların Muhtaç sayısının İş Gücüne olan oranını yükselteceği anlamına gelir. Bu duru zaman içerisinde (özellikle doğum oranı yüksekse) kendi kendine dengelense de, savaş bittikten sonra nüfusunuzun önemli bir kısmının ekonomik bağlamda üretken olmadığını görebilirsiniz. Bu durumda toparlanma sürecini daha iyi atlatmak için iyi bir Emeklilik Sistemine sahip olmanın faydasını görürsünüz.

Son olarak, Victoria 3’te savaşın maliyetine bu denli odaklanmamızın başlıca 3 sebebi var:

  • Savaşı daha tehlikeli hale getiriyor, dolayısıyla sorunları diplomasi yoluyla çözmeyi daha değerli hale getiriyor.
  • Ekonomi ve askeriye arasında anlamlı bir ilişki olmasını sağlıyor, savaşa ekonomik olarak hazırlanmayı öne çıkarıyor.
  • Maliyet/Kazanç analizini önemli kılıyor, en iyi stratejinin büyük bir ordu toplayıp düşmanı yenmek değil, yeterli miktarda güç toplayıp düşmanı yenmek olmasını sağlıyor.

Önümüzdeki hafta bu etkileri nasıl silah olarak kullanıp, Barış Müzakerelerinde öne çıkabileceğinizden bahsedeceğiz. Takipte kalın.

Yazar: Ali Alper Duman

Yayın Direktörü @ Strategyturk

Yorumla

STRATEGYTURK

Strategyturk'te strateji oyunlarından haberleri, yama notlarını, geliştirici günlüklerini ve daha birçok içeriği Türk strateji oyuncularına Türkçe bir biçimde sunuyoruz. Aynı zamanda yeni çıkan strateji oyunlarının ve eklentilerinin incelemelerini yapıyor, bu oyunlara dair sürekli olarak içerik oluşturuyoruz.

Sosyal medya sayfalarımızı takip ederek strateji oyunlarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Son Yorumlar

  • Ali: 1.13 çevirisi ne zaman gelecek acaba
  • Ali: 1.13 çevirisi ne zaman gelecek tarih belli mi

KATEGORİLER

ARŞİV