Victoria 3 geliştirici günlüklerinde bu hafta savaş sistemine dair bilgiler veriliyor.

Herkese merhabalar, Victoria 3 için kaleme alınmış bir başka geliştirici günlüğüne daha hoş geldiniz. Bu haftanın günlüğünü uzun zamandır beklediğinizi biliyorum, nihayet savaş hakkında, savaşın Victoria 3’teki işleyişi hakkında konuşmak için hazırız.

Peki savaş ve muharebeler nasıl işliyor? İşin doğrusu, Victoria 3’te diğer Paradox Grand Strategy oyunlarına nazaran savaş hususunda farklı bir yaklaşım benimsemiş durumdayız ve bu günlükte sizlere bu farklı yaklaşımın ardındaki vizyondan bahsedeceğim, mekaniklerden ise önümüzdeki haftalardan bahsediyor olacağız. İlk günlüğümüzde Victoria 3’ün kendisine tasarım ilkelerine sahip olduğundan bahsetmiştim. Savaş sistemi de aynı şekilde kendi içerisinde farklı tasarım ilkelerine sahip.

İlk ilkemiz, oyun vizyonu esnaında da bahsettiğimiz bir ilkenin uzantısı şeklinde: “Savaş Diplomasinin Devamıdır. Savaşla elde edebildiğiniz her şeyi diplomasiyle de edebilmelisiniz. Bu ilkeden bu zamana kadar sıkça bahsettik, geçtiğimiz hafta Diplomatik Oyun sistemini tanıttık. Dolayısıyla tekrar aynı şeyi anlatmayacağım fakat savaşa olan yaklaşımımızı anlamanız için bu ilkenin önemli olduğunu düşünüyorum.

İkinci ilkemiz, Savaş Stratejik Olmalı. Victoria 3’te savaşın stratejik bağlamda değerlendirilmesini istiyoruz, taktiksel bağlamda değil. Harita üzerinde birim yönetmeyecek, hangi birimin nerede savaşması gerektiğine siz karar vermeyeceksiniz. Toprak bazlı birim sistemi yerine, Victoria 3’te savaşlar cephelere ikmal ve birlik sağlamak şeklinde gerçekleşecek. Hangi cepheye hangi generali göndermekten, hangi stratejiyi izlemeye kadar verdiğiniz farklı kararlar savaşın seyrini belirleyecek. Klasik Paradox oyunlarından radikal bir kopma olduğunu düşünüyorsanız, evet haklısınız. Bu günlüğün sonunda bunun sebeplerinden daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğim.

Üçüncü ilkemiz, Savaş Maliyetli Olmalı. Savaşın siyasi, ekonomik ve insancıl maliyetleri olmalı. Victoria 3’te kansız savaş diye bir şey yok. Seferberlik ilan etmenizle birlikte kazalar ve hastalıklar sonucu zayiatlar vermeye başlayacaksınız (savaşlarda asıl kayıplar bu şekilde veriliyordu, muharebeler sebebiyle değil). Bunlara ek olarak ülkenizde ciddi bir ekonomik yük oluşacak. Savaşta ölen askerler arkalarında çocuk ve dullar bırakacaklar, ihtişam uğruna başlattığınız savaşta sakat kalıp muhtaç haline gelebilecekler.

Dördüncü ilkemiz, Hazırlığın Önemi. Bu ilke ikinci ve üçüncü ilkelerle bağlantılı. Victoria 3’te savaşı kazanmanızı sağlayacak en önemli unsur, savaşa hazırlıklı olmanız. Örneğin, en yetenekli generalleri mi terfi ettiniz yoksa siyasi çıkarlar uğruna işe yaramaz kişileri mi seçmek zorunda kaldınız? Askerleriniz için en iyi (ama aynı zamanda en pahalı) tüfekleri mi seçtiniz, yoksa teknolojik dezavantaja mı maruz kalacaksınız? Savaş öncesi Diplomatik Oyun esnasında, altın ve insan kaybetmek pahasına seferberlik ilan ettiniz mi? Yoksa barış umuduyla böyle bir hamle yapmaktan çekindiniz mi? Savaş ihtimaline karşı silah sanayiye yatırım yaptınız mı? Yoksa askerlerinizin silahları, düşman tarafından önü kesilebilir gemilerle ithal bir şekilde mi ülkeye giriyor? Victoria 3’te bir savaşta kimin gerçek anlamda avantaja sahip olduğunu bu gibi sorular belirleyecek.

Beşinci ilkemiz, Donanmanın Önemi. Ülkelerin donanmaları da en az kara orduları kadar (belki de daha fazla) önemli olmalı. Denizaşırı seferleri desteklemek veya baltalamanın yanı sıra (örneğin düşman ikmal hattını keserek), donanmalar ekonomik savaşta büyük rol oynuyor. Üretimde (hele ki askeri üretimde) dışarıya muhtaç ülkeler düşmancıl donanmalar tarafından büyük zarara uğratılabiliyor.

Altıncı ve son ilkemiz, Savaş Değişir. 19. yüzyılın teknolojik atılımlarını, Napolyon sonrası orduların manevralarından, Birinci Dünya Savaşına kadar tüm bu değişimlerin Victoria 3’te hissedilebilmesini amaçlıyoruz. Makineli tüfeğin icadı muharebe alanlarını çok daha kanlı ve maliyetli hale getirirken, donanmada yapılan atılımlar ülkelerin küresel güçlerini daha kolay bir şekilde koruyabilmelerini sağlayacak.

Bu günlüğe son vermeden evvel, Paradox strateji oyunlarından en radikal kopuş olan, harita üzerinde yönetilebilir birimlerin kaldırılmasından bahsedeceğim. Bunu yapmamızın sebebi, Victoria 3’ün öncelikli olarak Ekonomi, Diplomasi ve Siyasete odaklanıyor olması. Bu sebeple savaşın daha stratejik bir yönden ele alınmasının, mikro yönetim gerektiren, taktiksel manevraların yapılabileceği bir yöne nazaran daha doğru olduğunu düşündük.

Bu diğer strateji oyunlarımızdaki yapay zeka kontrolündeki birimlerden farklı bir şekilde işliyor. Victoria 3’te orduları bölgelere değil, cephelere atıyorsunuz (donanmalar için durum farklı, onlardan gelecekte bahsedeceğiz). Hem orduların hem de donanmaların mekaniklerini önümüzdeki haftalarda sizlerle paylaşıyor olacağız.

Elbette Victoria 3’ün ilginç ve anlamlı savaş mekaniklerinin olmasını istiyoruz fakat oyuncuların üst kademe kararlar almasını, savaş stratejisini benimsemesini, ne gibi fedakarlıklar yapacağını belirlemesini istiyoruz. Hangi birimin hangi bölgede savaşacağını belirlemesini değil.

Tüm bunlar savaşın maliyetli olmasıyla ve amaçlarınıza diplomasi yoluyla da erişebilmenizle de bağlantılı. Victoria 3’te oyuncunun generallik meziyetleriyle değil, akıllıca bir diplomasiyle, iyi planlanmış bir lojistikle ve stratejik hamlelerle ön plana çıkmasını istiyoruz. İşin özünde bu kararı almamızın sebebi, diğer tüm kararlarla aynı: Victoria 3’ü daha iyi bir oyun yapacağını düşünmemiz.

Bugünlük bizden bu kadar, önümüzdeki hafta Cephelerden ve Generallerden bahsedeceğiz.