Victoria 3’te 1.3 Güncellemesi: Yeni Kanunlar

Victoria 3 geliştirici günlüklerinde bu hafta 1.3 güncellemesi ile birlikte eklenen yeni kanunlardan bahsediliyor.

Merhaba. Ben Victoria, beni Pacifica olarak da biliyor olabilirsiniz. Bugün 1.3’te eklenen yeni kanunların üzerinden geçeceğiz.

Genel olarak bu kanunlar, daha “modern” devlet biçimlerine izin veren bir deneyim sunmak, on dokuzuncu yüzyılın sonları ve yirminci yüzyılın başlarında değişen ideolojileri temsil etmek ve dönemin en tartışmalı ve önemli konularından bazılarını – toprak reformunu, ruhban karşıtlığını ve daha modernleştirilmiş yönetim sistemlerini – temsil etmek için vardır.

Toprak Reformu

Modernleşen uluslar içindeki en önemli siyasi meselelerden biri toprak reformu meselesiydi. Çoğu Avrupa ülkesi 1836’ya kadar resmi serfliği kaldırmış olsa da, genellikle hala toprak ağalarına köylüler üzerinde muazzam bir güç veren geçim çiftçiliği sistemlerine sahiptiler. Victoria 3 döneminde, gelişmekte olan ülkelerdeki birçok siyasi hareket, serflik resmen kaldırıldıktan sonra bile toprak ağalarının gücü konusunu açıkça ele almaya çalışmıştır.

Yeni Toprak Reformu kanun kategorisi altında, kırsal ekonomiye ilişkin üretim yöntemleri Ekonomik Sistem kanunundan ayrılarak bu kategoriye dahil edilmiştir. Çiftlikler ve plantasyonlar için mevcut olan mülkiyet üretim yöntemleri, oyuncunun Toprak Reformu kanunları aracılığıyla belirlenecektir.

Önceden, serflik sistemi ile serflik dışı sistem arasındaki ayrım son derece gayri tanısaldı. Serflik kaldırıldıktan sonra, oyuncu oyunun tamamı boyunca toprak reformu konusunu güvenle görmezden gelebilir, sadece işçi korumalarını uygulamak istediğinde bu kanun kategorisine tekrar dokunması gerekirdi. Yeni Toprak Reformu kanun kategorisi ile, toprakların kime ait olduğu konusu işçilerin haklarından ayrı tutularak, her iki kategoride de daha fazla seçeneğe ve modern ticarileştirilmiş bir tarım kanununa sahip ve işçi haklarından tamamen yoksun bir laissez-faire cumhuriyeti veya serfliği sürdüren ancak işçi haklarını sosyal sözleşmeler ile korumaya alan paternalist bir monarşi gibi ilginç siyasi kurulumlar için seçeneklere izin verildi.

Yeni Toprak Reformu kanunları, hepsi de ülkenizdeki grupların siyasi gücünü etkilemede önemli bir rol oynayan çeşitli toprak mülkiyeti şemalarını temsil etmektedir. Serflik ve Geçim Çiftçiliği geleneksel toprak sahibi elitlere büyük fayda sağlarken, yeni Çiftçilik kanunu hem Kırsal Halkın siyasi gücüne temel bir fayda sağlıyor hem de çiftliklerdeki Aristokratların oranını azaltırken Çiftçi işlerinin miktarını artıran yeni Çiftçilik üretim yönteminin kilidini açıyor.

Resimdeki: Rusya’da Serfliğin aktif olduğu bir buğday çiftliği ile ABD’de Çiftlik Yönetiminin aktif olduğu bir buğday çiftliği. ABD’nin başlattığı Çiftlik Yönetimi kanunu Kuzey’deki Kırsal Halkı güçlendirirken, Güney’deki plantasyonlar Toprak Sahiplerinin hakimiyetinde kalmaya devam ediyor.

Sırasıyla Ticarileştirilmiş ve Kolektifleştirilmiş Tarım, endüstriyel tarımın daha “modern” sistemlerini temsil eder; ticarileştirilmiş tarım, toprağı özel mülkiyet olarak ele alır ve çiftçiliği diğerleri gibi bir iş olarak görerek Kamu Ticareti üretim yönteminin kilidini açar. Kolektifleştirilmiş tarım ise araziyi tarımsal kolektifler tarafından işlenen parseller halinde düzenler. Bu kolektifler ya işçilerin kendilerine ya da doğrudan devlete ait olabilir ve hem İşçi Kooperatifi hem de Devlet İşletmesi üretim yöntemlerinin kilidini açar.

Ülkelerdeki güç dengesini büyük ölçüde etkileyen kanunlar olarak toprak reformu, halk arasında çok çekişmeli tartışmalara ve mevcut sistemden çıkarları olanların şiddetli direnişine sebep olmaya meyillidir. Ancak toprak reformu olasılığının yükselen sınıflara sağladığı fırsat, oyuncunun bunları yürürlüğe koyma çabalarına bir nimet olarak hizmet edecektir.

Devlet Ateizmi

Victoria 3 dönemindeki birçok devlet, dine karşı farklı tutumların hakim olduğu politikalara sahipti. Meksika, İspanya Cumhuriyeti ve 20. yüzyılın başlarındaki sosyalist devletler gibi ulusların hepsi, toplumdaki geleneksel dini kurumların siyasi etkisini en aza indirmeye çalışan güçlü din karşıtı politikalar uygulamıştır. Bu din karşıtı politikalar 1.3’te yeni Devlet Ateizmi kanunu ve onunla birlikte yeni Ateist “dini” ile modellenecektir.

Devlet Ateizmi, bir ulus içindeki Dindarların gücünü azaltmanın, dini kamusal yaşamdan yasaklamanın ve tüm dinlere karşı ayrımcılık yapmanın nihai yoludur. Devlet Ateizmine sahip uluslar, bir öncekinin yerine yeni bir Ateist devlet dini kazanacak ve kanunlaştırma sonucunda ulusunuzda küçük bir grup Ateist nüfus orya çıkacaktır.

Resimdeki: Meksika’nın politikası Devlet Ateizmi olsa da, Katolikler hala ulusun büyük çoğunluğunu oluşturuyor, dini kamu hayatından gerçekten silmek için önünde uzun bir yol var.

Bu, dini kurumların devlet içindeki gücünü azaltmanın son derece etkili bir yolu olsa da, Devlet Ateizmi, ulus genelinde kargaşayı artıracak büyük bir ayrımcılığa uğramış nüfus grubu yaratacaktır. Bu kanunla birlikte, hem yaşam standardını yüksek tutmaya odaklanmak hem de ülkenizdeki din kalıntılarını bastırmak için ulusal değerlere öncelik vermek daha da önemli hale gelecektir.

Devlet Ateizmi genellikle Nihilistler, Komünistler ve diğer benzer ideolojiler tarafından desteklenecektir. Devlet Ateizmini yürürlüğe koyma süreci seküler ve dini toplum arasındaki çatışmaları ateşleyecektir ancak geleneksel kurumlar marjinalleştirildiği için sosyal deneyler için yeni fırsatlar da yaratacaktır.

Teknokrasi ve Tek Partili Devletler

1.3’te eklenen son iki kanun, Teknokrasi ve Tek Partili Devlet kanunlarıdır ve her ikisi de zaman dilimimizin sonunda uygulanan veya teorileştirilen daha modern güç dağılımlarını temsil etmektedir. Bu kanunların her ikisi de önemli ölçüde Yetki verirken, Tek Partili Devlet oyundaki en yüksek Yetki bonusunu verir.

Yeni Tek Partili Devlet kanunu, Otokrasi ve Oligarşi kanunlarının yerine geçecek, kitle siyaseti ve parti-devleti çağına uyacak şekilde tasarlanmıştır. Tek Partili Devlet yürürlüğe girdiğinde, ya hükümdarın Çıkar Grubunun siyasi partisi ülkedeki tek siyasi parti olacak ya da hükümdarın Çıkar Grubunu içeren yeni bir siyasi parti kurulacaktır. Seçimler her dört yılda bir normal şekilde yapılacak ve tek yasal parti her zaman oyların %100’ünü alacaktır.

Resimdeki: Taisei Yokusankai’nin demir yumruğu ile yönetilen Japon İmparatorluğu’nun modern yüzü.

Monarşik bir tek parti devletinde, devlet başkanı normal olarak irsi yollardan gelen olacaktır ancak başka bir sistemde, devlet başkanı öldüğünde veya başka bir şekilde değiştiğinde, parti içindeki çıkar gruplarından yeni bir lider seçilecektir. Tek partili bir devlet, parti dışı çıkar gruplarının dahil edilmesine izin verir ancak bunlar meşruiyete önemli bir darbe vuracaktır.

Tek partili bir devlet kurmak, parti içinde yer almayan çıkar gruplarını öfkelendirecektir ancak hem Komuta Ekonomisi ve Kolektif Tarım gibi daha “otoriter” kanunların hem de Kadınlara Oy Hakkı ve Seçilmiş Bürokratlar gibi daha “demokratik” kanunların mevcut olduğu benzersiz bir siyasi duruma izin verecektir.

Resimdeki: Tek partili devlet fikri ülkenizde zaten popülerse ortaya çıkabilecek bir kanunlaşma olayı…

Resimdeki:… ve insanlar bu konuda o kadar da heyecanlı değilse ortaya çıkabilecek bir olay.

Resimdeki: Rejime daha yakından bir bakış. Rejimi seviyorum.

Teknokrasi ise Henri de Saint-Simon ve Howard Scott gibi isimlerin teorilerine uygun olarak eğitimli ve bilgili kişiler tarafından yönetilmeyi temsil eder. Teknokrasinin beslendiği eğilimler sayısızdır ancak hepsi de öncelikle teknik uzmanlar tarafından yönetilen bir devlet arzulamaktadır. Teknokratik bir devlet daha çok Aydınlar ve Sanayiciler tarafından desteklenme eğiliminde olacak ve akademisyenlerden subaylara kadar eğitimli sınıfın siyasi gücüne fayda sağlayacaktır. Teknokrasiler, siyasi partileri ortadan kaldırarak, seçimleri iptal ederek ve Otokrasiler, Anarşiler ve Oligarşilere benzer bir şekilde yöneterek verimsiz ve aydınlanmamış “demokrasi” kavramını tamamen ortadan kaldıracaktır.

Teknokrasi oyundaki her türlü yönetim ilkesiyle birleştirilebilir [ancak bu tür kombinasyonlar oldukça istikrarsız olabilir], yani hem Platon’un aydınlanmış yönetim ideali hem de gerçek Vperedist vatanseverlerin büyük hayalleri bu kanun altında gerçekleştirilebilir.

Bir Teknokrasi, seçimler konusunda endişelenmeden Sanayicilerin ve Aydınların egemenliğini pekiştirmek isteyenler için büyük fayda sağlayacaktır ve aynı zamanda Komuta Ekonomisi kanununa izin vererek, görkemli gri takım elbiseli taş yüzlü adamların himayesinde son derece merkezi, düzenli ve optimize edilmiş bir ekonomiye izin verir.

Sanayileşmek Yasaklandı

Ziyaret edeceğimiz son kanun olarak, Teknokrasi’nin tam tersi ve Victoria 3’teki oyun tarzındaki en köklü değişikliklerden biri olan Sanayi Yasağı.

Sanayi Yasağı kanunu, Viktorya Dönemi sanayileşmesine karşı muhalefetin en radikal unsurlarını temsil etmektedir. Bu kanuna göre, ülkenizdeki tüm ağır sanayi – çelik fabrikaları, motor endüstrileri, kimya tesisleri ve daha fazlası – yok edilecek ve kanun değiştirilene kadar yerine yenisi konulamayacaktır. Dahası, bu kanun kalan endüstriler için tüm otomasyon teknolojilerini yasaklayarak ekonominin hem küçük ölçekli hem de emek yoğun kalmasını zorunlu kılmaktadır. Teknoloji yayılımı ve araştırma hızı keskin bir şekilde azalacak ve ulusunuzun fabrika bacası dumanı, emek tasarrufu sağlayan teknoloji veya modern tıp gibi şeylerle bozulmamış pastoral bir durumda kalmasına izin verecektir.

Resimdeki: Makineler bizi devirmekle tehdit edebilir ancak sahip olmadıkları bir şey var: İnsanlığın kırılmaz ve evrensel konkordatosu.

Elbette bu kanunun çıkarılması son derece tartışmalı olacaktır. Ekonomik sistem hakkında fikir sahibi olan herhangi bir grup, üretim araçlarının tamamen ortadan kaldırılması konusunda genellikle ters bir görüşe sahip olacaktır. Bununla birlikte, elbette bu kanunun bazı savunucuları ortaya çıkabilir ve yeterince acımasız ve yabancılaştırıcı bir sistem altında, başka türlü makul olan bazı insanlar, sanayinin kendisine son vermeyi statüko için arzu edilir olarak görebilir.

Sanayi Yasağı Kırsal Halkı büyük ölçüde güçlendirecek ve ağır sanayiyi devre dışı bırakarak Sanayicilerin etkisine zarar verecek ve Toprak Sahiplerini güçlendirecektir. Çiftçilik ve Sanayi Yasaklarını birleştirerek, Kırsal Halkın nüfuzuna +%75 bonus eklenebilir, gücün öncelikle küçük çiftlik yerleşimcilerine ait olduğu kırsal, pastoral bir bölge yaratılabilir.

Gördüğünüz gibi, 1.3’te hem iç politikayı hem de ideolojik çeşitliliği daha ilginç ve doyurucu hale getirmenin yanı sıra hem daha egzotik geç oyun durumları hem de zamanı tanımlayan kritik öneme sahip siyasi konular için ek kanunlar oluşturmak için önemli çaba sarf ediyoruz.

Ayrıca, devrimler artık her zaman en güçlü çıkar grubunun en çok arzu edilen yönetim ilkelerini benimsemektedir. Artık başlarında hükümdarların olduğu radikal ya da komünist devrimler göremeyeceksiniz.

Resimdeki: Monarşiye karşı, çoğunlukla monarşizm ve cumhuriyetçilik konusunda kararsız insanlardan oluşan devrimci bir hükümet örneği.

Hepsi bu kadar, haftaya görüşmek üzere.

Yazar: Akın Yıldızlı

Strateji oyunlarını seviyorum.

Yorumla

STRATEGYTURK

Strategyturk'te strateji oyunlarından haberleri, yama notlarını, geliştirici günlüklerini ve daha birçok içeriği Türk strateji oyuncularına Türkçe bir biçimde sunuyoruz. Aynı zamanda yeni çıkan strateji oyunlarının ve eklentilerinin incelemelerini yapıyor, bu oyunlara dair sürekli olarak içerik oluşturuyoruz.

Sosyal medya sayfalarımızı takip ederek strateji oyunlarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Son Yorumlar

  • Furkan: Yüzdelik olarak ne kadar yol aldınız acaba?
  • Yılmaz: 1.3.2 yaması ne zaman çıkar

KATEGORİLER

ARŞİV