Total War : Warhammer’da Her Irk Her Toprağı Fethedemeyecek

Başlamadan önce şunu belirtelim, Total War : Warhammer’ı dizayn eder ve geliştirirken Warhammer ile Total War yapıları arasında sürekli bir denge kurmaya çalışıyoruz. Karar vermemiz gereken her hususta bunu göz önünde bulunduruyoruz ve doğru bir karara vardığımızı düşünerek konuyu geçiyoruz. Ancak bazı durumlarda Total War ve Warhammer yapısal olarak birbirine zıt unsurlar içerebiliyor, bu zıt unsurlardan kargaşa çıkartmak yerine bunları fırsat olarak görüyoruz ve yenilikler elde ediyoruz. Total War : Warhammer’da göreceğiniz toprak işgal sistemi bu yeniliklerden sadece bir tanesi.

TOPRAK İŞGAL SİSTEMİ NASIL İŞLİYOR?

Warhammer’ın yapısından ve Total War oyunlarının genel işleyişinden bahsetmeden önce işgal sisteminin Total War : Warhammer’da nasıl işlediğini anlatalım.

Üçlemenin ilk oyununda harita Eski Dünya topraklarından oluşuyor, bu haritada bölgeler ve şehirler, insan yerleşim merkezleri ve küçük kaleler olmak üzere iki ana sınıfa ayrılıyor. Cüceler ve Yeşilderililer sadece bu kaleler üzerinde yönetim sağlayabilirken onların dışındaki sınıflardan Kaos sınıfı hariç herkes insan yerleşim birimlerine saldırıp ele geçirebiliyor, Kaos sınıfı ise göçebe bir sınıf olduğundan hiç toprağı bulunmuyor. Norsca toprakları ise sadece Norsca halkı tarafından kontrol edilebiliyor ve kimse Norsca toprağını ele geçiremiyor.

Bu durum oyun içerisinde artık farklı seçenekleriniz ve genişleme şekillerinizin olmadığı anlamına gelmiyor, örneğin karşınızda Al Bickham’ın Vampir Kontları oyunu, koyu kahverengi bölgeler onun toprakları :

Al Vampir Kontları oyununda şuana kadar 300’ü aşkın tur oynadı. Kısa bir süre önce devasa bir Kaos Savaşçıları Ordusu Kaos Topraklarına geri çekilmek zorunda kaldı. Kendisi en güçlü ordularını Mannfred von Carstein’in komutası altında tutuyor ve Eastern Oblast adı verilen bölgede bulunuyor. Casuslarından gelen raporlarına göre Kaos Topraklarında yeniden bir ordu kuruluyor, dolayısıyla dinlenmek için en ufak bir zaman aralıkları bile yok.

İmparatorluk yenilgiye uğratıldı, (Vampirlerin kısa senaryo kazanma koşullarından bir tanesi), haritanın ortasında bulunan yanan wasteland topraklar Kaos Savaşçılarının bölgede bıraktığı izlerden bir tanesi.

Güneyde bulunan dağlara ilerleyerek oradaki kaleleri (Yeşilderililerin veya Cücelerin olabilir) yüksek risk taşısa da savaş için gereken geliri sağlayabilecek cinste. Başarılı bir yağmalama girişimi ekonomiye büyük katkı sağlayabilir ve bu eylemin gerçekleşebilmesi için Mannfred’in bu yağmalamaya has ordu kurması ve orklara ajanlar göndererek Yeşilderililerin karşılık vermesi durumunda onları organize olmaktan uzak bir halde tutması gerek.

Şuanda sınır prensleri ticaret antlaşması için sık sık istekte bulunup duruyorlar, bölgenin durumunu ajanlarla iyice analiz edip topraklarını uygun bir zamanda ele geçirmek önemli bir genişleme sayılabilir ancak belki de tampon görevi görmeleri daha doğru olur, sınırın diğer tarafından neler geleceğini kestirmek şimdilik güç.

Sinir bozucu bir şekilde Bretonya’yı kontrol altına tutamadık ve İmparatorluğun yıkılmasından sonuna kadar faydalandılar. Al’ın Vampirlerinin Bretonyada çok sayıda toprağa sahip olduğu bir zaman aralığı vardı ancak sürekli gelen Norscan yağmacı birliklerinin gazabından kurtulmak uğruna bölgeden çekildi. O bölgeye doğru ilerlemek eğer Bretler yenilgiye uğratılabilirse çok faydalı olur. O bölgeyi savunmak şuanki en büyük problemimiz olan Kaos Savaşçılarına karşı çok daha defansif bir pozisyon verir.

“Herhangi bir riskli genişleme yapmaksızın oyunu kazanmamı sağlayacak toprakları alabileceğim bir rota çizebilirim gibi geliyor, ana topraklarım gayet güvenli ve dışarıdaki ordularım için yeterli bakım masrafını krşılayabilir, sıkıntı şu ki İmparatorluk yıkıldı ve bu durum çevredeki herkesin haddinden fazla güçlenmesine sebep oluyor, hem Hos Savaşçıları hem de Norsca’yı püskürtmek bir hayli zor iş,

Sanırım yapılabilecek en iyi hamle hazineyi doldurmak için cücelere saldırıp elde ettiğim altın ile Norsca’yı yakmak için büyük ordular göndermek. Norsca’yı yaktıktan sonra eğer Mannfred dayanabilirse Bretonya’yı işgal edebilirim.”

Gördüğünüz gibi dünya haritasının büyük bir kısmı ilk oyunda işgal edilebilir durumda, bu işgal edilebilir bölgelerin dışında farklı bir şekilde hareket etmenizi gerektiren farklı bölgeler mevcut. Düz bir şekilde haritayı kendi renginize boyamanız artık yeterli değil. Şunu da belirtmemize izin verin, bu tür bir değişiklik illa ki serinin diğer oyunlarında da olacak değil. Bahsettiğimiz üzere Warhammer açısından her oyun için mantıklı sebepleri olması gerekiyor.

HARİTADAKİ HER TOPRAĞI ELE GEÇİREBİLMEK TOTAL WAR’IN OLMAZSA OLMAZLARINDAN MI?

Daha önceki her Total War oyunu insanlara karşı diğer insanları konu alıyordu. Tarihte bir kültürden insanların yaşadığı bir şehri başka kültürden bir insanlar işgal edip kontrol edebiliyordu ve daha önemlisi kültür din ve diğer küçük detayları bir kenara bıraktığımızda hepimiz insanız ve birbirimize düşündüğümüzden çok daha fazla benziyoruz. Öyle ya da böyle birlikte yaşayabiliriz, sonuç olarak önceki Total War oyunlarında her bölge her ülke tarafından işgal edilebiliyordu çünkü tarihsel gerçekçilik temamıza uyum sağladığı gibi mantıklı sonuçlar da doğuruyordu.

Total War takipçileri için bu durumun olmazsa olmaz konumunda olması gayet aanlaşılabilir bir şey. Ancak şunu düşünün, bu zamana kadar oynadığınız Total War oyunlarındaki senaryoların kaçında bu seviyeye kadar oynadınız? Ben 15 yıl önce kariyerimde değişiklikte bulundum ve CA’ya katıldım, bunu yapmamın sebebi Shogun : Total War’a olan hayranlığımdı. O oyundan sonra her Total War oyununu gerçek bir Total War hayranı gibi oynadım, ona rağmen ben bir senaryoyu sonuna kadar oynadığımı çok nadir hatırlıyorum. Kazanma Koşulları oyunun gerçek bitiş noktası ve onu yaptığınızda zaten çoğu zaman haritanın geri kalanını da ele geçirebilir halde oluyorsunuz ve bu saatten sonra oyun sadece size ” tamamlanmış ” duygusu vermek için ilerliyor, bu saatten sonra herhangi bir oynanıştan bahsetmek mümkün değil, sadece bir tuşa basarak turları geçip sona kalan şehirleri işgal ediyorsunuz.

Ancak bir şeyi ” yapabilir ” olmanın sandbox oyunlar açısından daha doğru bir seçim olduğu konusunda eleştiren kişilerle aynı fikirde olduğumu söylemeliyim. Dizayn ekibiyle birlikte bu hususu oyunun geliştirilmesinde erken dönemde tartıştık ve belli gerçekleri gözönünde bulundurarak bir karara vardık.

Total War : Warhammer şuan BETA sürümünden çok daha oynanabilir durumda. Birçok iç sorun giderilmiş durumda, testerlarımız ilk başta farklı düşünseler de oyunu oynadıktan sonra fikirlerini değiştirip böyle bir sistemin oynanışı geliştirdiğini düşünmeye başladılar.

Şimdi sizlere bu kararımızla ilgili Warhammer ve Total War bakış açısını özetlemeye çalışacağım.

WARHAMMER BAKIŞ AÇISI

Cüceler ve Yeşilderililerin bağını anlamak için tüm Warhammer’ın hikayesini okumanıza gerek yok. Skavenler de aynı gruptan ancak onlardan bahsetmemiz için şimdilik bir sebep yok çünkü ilk oyunda bulunmuyorlar.

Cüceler zamanında Dünyanın Köşe Dağları ve Gri Dağlar adı verilen bölgeleri kontrol edip geniş bir İmparatorluk kurdular. O görkemli günlerinden itibaren cüce kaleleri yavaş yavaş Yeşilderili hakimiyetine girdi. Yeşilderililer Badland adı verilen bölgede hüküm sürüyordu. Warhammer ile çok içli dışlı olanlar Yeşilderililerin farklı ırklardan da topraklar ele geçirdiğini bilecektir ancak canon hikayeden bahsedeceksek Yeşilderililer ve Cüce ırkları genel olarak bu tür kalelerde hüküm sürmüşlerdir.

Skaven ırkı dışında başka hiçbir ırk Dwarfen Karak’ı fethedemedi. Gerçi fethetseler de onlar için bir anlamı olmazdı. Neferate Silver Pinnacle isimli bir cüce şehrini -326 senesinde fethetti ancak bu Warhammer hikayelerinde oldukça istisnai bir durum. Eminim ki çeşitli Warhammer kitaplarında bu durumun gerçekleştiği birden fazla örnek bulunabilir ancak kalelerin bulunduğu bu coğrafyada genellikle Yeşilderili ve Cüce rekabeti görmek mümkün.

Buna benzer olarak İmparatorluk hiçbir zaman çıkıp da Karak Kadrin’e ordu göndermedi, kuşatıp sonra ele geçirmeye çalışmadı. Basit bir şekilde düşündüğünüzde insanların gidip de yeraltında bulunan bir kaleyi ele geçirmesinin mantıklı olmadığını siz de kabulleneceksinizdir. Ancak şundan bahsetmek mümkün, Warhammer hikayelerinde bol bol yıkım var ve bir ırkın gidip başka bir ırkın yaşadığı şehri taş taş üstünde kalmayana dek yıkması gayet sıradan bir olay. İşte tam olarak da büyük bir Ork ordusu İmparatorluk topraklarına girdiğinde bu gerçekleşiyor, bu Orklar bir anda Altdorf’u ele geçirip oradaki insan nüfustan vergi almaya başlamıyorlar. Böyle bir şeyin Warhammer evreninde gerçekleşmesi mümkün değil. Irkların kendi yaşam alanları var ve bu yaşam alanlarının dışında kendilerini rahat hissetmiyorlar. Oyun içerisinde oynadığınız her ırk ile farklı bir deneyim yaşıyorsunuz ve farklı kararlar vermeniz gerekiyor. Örneğin Yeşilderililerle oynarken hem kalelerin kontrolünü elinde tutmanız ve Cücelerin kalelerine saldırmanız, hem de İmpaaratorluğa yağma ekipleri gönderip hazinenizi doldurmanız gerekiyor. Farklı ırkların farklı toprakları fethedebilmesi eşsiz bir oyun deneyimi sunuyor, eğer her isteyen her toprağı fethedebilseydi bu oyun deneyiminden bahsetmek mümkün olmazdı.

Şimdi de gelin Norscanlardan bahsedelim. Norscan yerleşim yerleri balıkçı köylerinden oluşuyor ve Kaos Topraklarıyla aralarındaki sınırda yağmalara karşı savunma kuvvetleri mevcut. Kaos Topraklarında hasar oranı bir hayli yüksek ve ilerledikçe Kaos’un etki alanına girme ihtimaliniz var. Warhammer hikayelerinde hiçbir başka ırk gelip de bu toprakları işgal etmiyor (Yüzyıllar önce bu topraklarda yaşayan Kraka Drak cüce klanı dışında). Bu topraklarda diğer ırkların genişlemesini mümkün kılmak yine Eski Dünyanın içinde bulunduğu gerçeklerle uyum sağlamayan bir karar olurdu, aynı şekilde Norscan kabileleri başka ırklardan toprakları ele geçirmiyor, asker gönderip yağmalıyorlar ve bu yağmalama eylemleri özellikle Bretonya ve İmparatorluk için büyük sıkıntı demek.

Verdiğimiz bu kararlarla her ırkın doğru bir şekilde yansıtıldığı bir oyun ortaya çıkarttığımızı söylemek mümkün. Tüm bunlardan bahsettikten sonra oynanış açısından da birazdan açıklayacağımız avantajlar olmasaydı sadece Warhammer gerçeklerinin bizi bu karara tek başına itemeyeceğini belirtmek isterim. Oyunlarda en önemli şey oynanışın ta kendisidir.

OYNANIŞ AÇISINDAN BAKILDIĞINDA

Toprakların işgali ve fethi sisteminde verdiğimiz kararların en önemli sebebi oynanışı geliştiriyor olması. Öncelikle size Total War campaignlerinin formülünü vereyim. Her ne kadar bazı oyunlarımız farklı oynanışı destekler nitelikte olsa da Total War oyunlarında neredeyse her ülkenin aynı şekilde oynandığı bir gerçek. Belli bir ülkenin üstüne tüm gücünüzle gidip gerekirse fırsat kollayarak size komşu olan topraklarda genişleyip o noktadan sonra aynı şeyi tekrarlayarak sürekli olarak genişleyerek oyunu bitirmek.

Bu durumun Total War : Warhammer’da da bir nebze devam ettiğini söyleyebiliriz. Ancak yukarıda da bahsettiğimiz üzere artık oyuncular işgal edemediği topraklarla karşılaşabilecekler. Artık oyuncuların haritadaki farklı bölgeler için farklı stratejiler izlemesini, farklı düşünce biçimlerine sahip olmasını istiyoruz. O bölgeden gelebilecek tehditi ortadan kaldırmak adına o yerleşim yerini yıkacak mı?  Yoksa o bölgeyi yağmalayarak ekonomik gelir mi elde edecek? Yoksa hiç o bölgeye karışmayıp defans hattını güçlendirerek savunma mı yapacak?

Bu tür kararlar oyunu çok daha ilginç kılıyor, oyun hala bir Total War oyunu ancak oynanış diğer Total War oyunlarından çok daha taze ve yeni bir hissiyat veriyor. Ayrıca topraklarını ele geçiremediğiniz bir ülkeyle müttefik olabilmenin dayanılmaz hafifliğini göz önünde bulundurun. Onları hiç de komşusu olmak istemeyeceğiniz şeylerle aranızda bir barikat olarak kullanabilirsiniz.

GELİN İMPARATORLUKLA OYNAYALIM

Karl Franz ile oynuyorum, Altdorf hakimiyetim altında ve etrafım çok sayıda farklı ırktan çok sayıda farklı devletle dolu. Batımda Gri Dağların hemen ardında Bretonya bulunuyor, onların hemen ardında Cüce Kaleleri mevcut ve bu kalelerin bazıları hala cüceler tarafından yönetiliyorken bazıları orkların hakimiyetine girmiş. Doğuda Sylvania ve Vampir Kontları bulunuyor.

Bretonya, İmparatorluk bölgeleri ve Slyvania’yı istediğim gibi işgal edebilirim. Oraları İmparatorluğumun bir vilayeti haline getirip yönetebilirim. İstersem bu toprakları yağmalayabilirim veya yıkabilirim. Tabi Karl Franz ile oturup İmparatorluk şehirlerini yıksam Warhammer serisinin takipçilerinin linciyle karşılaşma olasılığım bir hayli yüksek ancak burada önemli olan şey oyuncunun yapabiliyor olması. Aynı şekilde bu şehirlerle ticari bağlar kurabilirsiniz ve bu ticari bağlar aracılığıyla İmparatorluğun geri dönüşünü daha diplomatik yollarla bir konfederasyon kurarak sağlayabilirsiniz. Uzunca bir süre ikna için çaba sarfetmeniz gerekse de Vampirlerle bile ticaret yapmaya başlayabilirsiniz ancak asla Vampirlere tam anlamıyla güvenmeyin.

Dağlık bölgelerde bulunan kalelere gelince, burada benim tek seçeneğim yağmalamak veya yıkmak. Oyuncu olarak İmparatorluğun sınırını insanların yaşamadığı bölgelere doğru genişletme seçeneğiniz bulunmuyor. Artık diplomasi ile ya bu bölgedeki tehditi bitirmeniz gerekecek ya da bu bölgeleri yağmalayarak ekonomik gelir elde edebileceksiniz. Cüceler İmparatorlukla diğer seçeneğe nazaran daha kolay müttefik olabilir.

Oyunun ileri dönemlerinde ne ırkla oynuyor olursanız olun haritada yine çokça sayıda toprağınız olacak. Yeni küresel asker üretimi mekaniği ile isterseniz düşman hattının arkasında da asker toplayabileceksiniz. Cüce dağları ve Yeşilderililerin bulunduğu bölgeleri isterseniz sürekli yağmadan geçirebileceksiniz veya isterseniz bu bölgeleri tamamen yokederek tehditi ortadan kaldırabileceksiniz. Buradan elde edebileceğiniz altın miktarı Altdorf’ta Büyücüler Okulu açabilmenizi sağlayabilir.

Son olarak karşınızda hangi ırk tarafından kontrol edilebilecek toprakların gösterildiği senaaryo h aritası.  Siyah ve yeşil bölgeler Norsca. Mavi bölgeler Cüceler ve Yeşilderililer tarafından ele geçirilebilecek kaleler bölgesini gösteriyor. Beyaz bölgeler ise tüm diğer ırkların genişleyebileceği alanlar.

Forumda tartışın.

Yazar: Ali Alper Duman

Yayın Direktörü @ Strategyturk

Henüz yorumlanmamış.

Yorumla

STRATEGYTURK

Strategyturk'te strateji oyunlarından haberleri, yama notlarını, geliştirici günlüklerini ve daha birçok içeriği Türk strateji oyuncularına Türkçe bir biçimde sunuyoruz. Aynı zamanda yeni çıkan strateji oyunlarının ve eklentilerinin incelemelerini yapıyor, bu oyunlara dair sürekli olarak içerik oluşturuyoruz.

Sosyal medya sayfalarımızı takip ederek strateji oyunlarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Son Yorumlar

  • FADYORYA: 1 ve 2. oyun epic gameste, 3. oyun steam'de olursa immortal empires olmuyor değil mi? üçünün de aynı platformda olması gerekiyor
  • Wandervals: 1.14 Sürümü için yama güncellemesine ihtiyacımız var.

KATEGORİLER

ARŞİV