Knights of Honor II: Sovereign geliştirici günlüklerinde bu yazıda tüccarlar ve ticaret mekaniği tanıtılıyor.
Herkese merhabalar, Knights of Honor II: Sovereign için kaleme alınmış 11. geliştirici günlüğüne hoş geldiniz. 6. geliştirici günlüğünde sizlere mareşallerden bahsetmiştik. Şimdi gelin Eski Dünya’da önemli bir güç haline gelmeyi hedefleyen her krallıkta, en az mareşaller kadar önemli karakterler olan tüccarlardan bahsedelim.
İlk olarak tüccarların rolünden başlayalım, tüm strateji oyunlarında tüccarlar krallığın hazinesine altın getirmekle mükellef – bu durum KoH için de geçerli, ancak biraz farklı bir şekilde.
İlk olarak herhangi bir şövalyeyi bir bölgeyi yönetmesi için seçebiliyorsunuz, bir bölgeden en yüksek miktarda gelir elde etmenizi tüccarlar sağlıyor. Buna ek olarak, bir bölgeye vali olarak bir tüccarı atadığınız vakit, komşu bölgelere kervanlar ve gemiler göndererek altın kazanabiliyorsunuz. Elbette bunun için kervanlarınızın önleri herhangi bir unsur (isyancılar) tarafından kesilmeden, şehre sağ salim bir şekilde varması gerekiyor. Bir şövalyenin vali olması diğer kullanım alanlarını kısıtlamıyor, bunları ikincil meşguliyetleri gibi düşünebilirsiniz. Dolayısıyla vali yapıp yapmamaktan ziyade, hangi bölgede hangi sınıfa mensup bir vali istediğiniz sorusu önem taşıyor.
Her tüccar seçilen herhangi bir krallıkla ticari ilişkiler kurmak üzere görevlendirilebiliyor. Bunun için ticaret antlaşmasının imzalanmış ve geçerli olması yeterli. Bu da ticaret yapmak için önce iyi ilişkilere sahip olmanız gerektiği anlamına geliyor, dolayısıyla diplomatlar da bu denklemde rol oynuyor. Birbirleriyle iyi ilişkilere sahip krallıklar aynı zamanda birbirleriyle yaptıkları ticaretten de faydalanıyorlar – keza iyi ilişkilere sahip olmanız ticareti de daha kazançlı hale getiriyor. Bu noktada uzaklık, kişisel meziyetler, tüccarların becerileri ve kraliyet soyundan gelip gelmemeleri gibi unsurlar da etkileyici bir rol oynayabiliyor. Krallar ve prensler neredeyse her ticari girişimde avantaj sahibi konumundalar.
Bir krallıkla ticaret yapmak tam zamanlı bir iş, dolayısıyla bir tüccarı birden fazla krallıkta görevlendiremiyorsunuz, bu şekilde görevlendirilmiş tüccarlar örneğin bir orduya komuta edemiyorlar. Başka yerde daha kazançlı teklifler varsa tüccarınız her zaman “eve” dönüp başka bir krallığa gidebilir, bu durumda önceki krallığa dair zaman içerisinde elde ettiğiniz ticari ilişkileri kaybetmiş olursunuz. Bu çoğu zaman ciddi bir kayıp yaşamanız demek – keza en maliyetli ve en çok zaman isteyen şeylerden birisi bir krallığın pazarındaki payınızı arttırmak.
Şimdi, oyundaki kaynaklardan henüz pek bahsetmedik. Bu günlükte de çok ayrıntılı bir şekilde girmeyeceğiz, ancak tüccarların yapabildiği şeylerden birisi krallığınıza mal ithal etmek. Binalar inşa ederken, askerler kiralarken ve daha birçok şeyde kaynağa ihtiyacınız olacak. Ordularınızı beslediğiniz, nüfus büyümesini sağladığınız gıda da ithalatı ve ihracatı yapılabilen kaynaklar arasında. Gıda ve tahıl ticareti tarihte en önemli ve en eski ticaretlerden birisiydi, dolayısıyla bunu oyuna yansıtmak istedik. Bu durum oyunculara farklı stratejiler de sunuyor, örneğin kendi gıdalarını üretmek yerine dışarıdan ithal edebilirler (tabii altınları varsa) veya tarıma odaklanıp diğer krallıklara gıda satarak para kazanabilirler.
KoH2:S’de ticaret mekaniklerinde önemli bir fark “Krallık Ticareti”, bu sistem ticaretin, ithalat ve ihracatın yapılabilmesi için gerekli olan “masrafı” ifade eden bir krallık parametresi. Oyuncular ticaretle alakalı binalar, gelenekler, beceriler ve vali etkileriyle bunu elde edebiliyorlar. Bu sistemin zorluğu, bir yandan tüccarlar tarafından kullanılmasını sağlarken diğer yandan geri kalanından en iyi şekilde faydalanmak üzerine.
Oyunun geliştirilme sürecinde uzun süre boyunca tüccarlar bundan ibaretti. Faydalılar mıydı? Kesinlikle. Oyuncular için kaç tane tüccara sahip olmak, bu tüccarların nereye gönderileceği, orada ne yapacakları gibi strateji yaratan karar aşamaları mevcut muydu? Mevcuttu. Ancak biz daha farklı bir şey denemek istedik ve “Ticaret Fırsatları” isminde bir mekanik oluşturduk. Bu mekanik casuslar için oluşturduğumuz mekaniğe benziyor, zamanla yarı-rastgele bir şekilde belirlenen krallıklarda tüccar eylemlerinde bulunabiliyorsunuz. Bu mekaniğin amacı hem tüccarları daha heyecanlı hale getirmek hem de oyuncuya daha fazla seçenek sunmak.
Her fırsatın kendine has bir hikayesi ve etkisi var. Oyunun geliştirilişi sürdükçe yeni fırsatlar eklemeye devam edeceğiz. Aşağıda bazı örnekleri inceleyebilirsiniz:
- Ordularınızdan biri ticaret yaptığınız bir krallığa komşu bir bölgedeyse, tüccar araclığıyla erzak satın alabiliyorsunuz.
- Tüccarlarınız çeşitli riskli antlaşmalar yapabiliyor, bu riskli antlaşmalar oyunculara altın harcayıp kısa sürede daha fazlasını kazanma şansı tanıyor.
- Tüccarlar ticaret yaptıkları ülkeden paralı asker kiralayıp çağırabiliyorlar.
Bu şekilde ticaret ortaklarınızı başka bir krallıkla ticaret yapmamaları için ikna edebiliyor, yabancı tüccarları kovdurabiliyorsunuz. Rakibi saf dışı bırakmanın yanı sıra bunun farklı avantajları da var, rekabeti azaltmanız onların pazarında daha yüksek pay sahibi olmanız anlamına geliyor.
Özetlemek gerekirse, tüccarlar sadece altın kazanmakla kısıtlı kalmayan, çok kullanışlı şövalyeler. Hem ekonominizde hem de genel stratejinizde önemli bir rol oynuyorlar, bunun yanı sıra size çeşitli hikayeler sunuyorlar. Tüccarlar hakkında sizlerin de görüşlerini merak ediyoruz, sizce şövalye sınıfları tek yönlü mü olmalı yoksa çok yönlü mü? Rastgele ticaret fırsatları konseptine nasıl yaklaşıyorsunuz? Yoksa ben cephaneliğimi hazır tutarım hiçbir şey için de şansa güvenmem diyenlerden misiniz?