Merhabalar, Hearts of Iron IV için bir başka geliştirici günlüğüne daha hoşgeldiniz. Bugün barış konferanslarından bahsedeceğiz.

HOI3’ün barış antlaşmaları fazlasıyla basit, fazlasıyla abuse edilebilir bir şekildeydi ve 2. Dünya Savaşını yeterince yansıtamıyordu. Europa Universalis gibi diğer oyunlarımızdaki barış antlaşması şekline baktığımızda, burada da bir savaş liderinin her şeye karar verdiği bir yapı mevcut ve bu da 2. Dünya Savaşı konseptine uymuyor. Dolayısıyla ortaya tamamen yeni bir şey çıkartmamız gerekiyordu.

Peki Hearts of Iron IV’de bu iş nasıl işliyor, savaş esnasında sizin savaşa olan etkiniz diğer ülkelerle birlikte sürekli olarak takip ediliyor ve hesaplanıyor. Mussolini’nin Fransa ve Birleşik Krallığa karşı savaşa girerken söylediği meşhur sözü bir hatırlayın ” Sadece birkaç bin ölüye ihtiyacım var ardından barış konferansında savaşanlar arasında ben de oturacağım “. Artık oyunda savaş esnasında verdiğiniz kayıp miktarı bilgi olarak saklanıyor ve savaşa olan katkı puanınıza ekleniyor. Katkı sağlamakta en önemli etken tabi ki düşman topraklarını işgal etmek.

Düşman kuvvetleri nihayet teslim olduğunda oyun barış konferansı aşamasına geçiyor. Multiplayerda bu esnada oyun pauselanacak ve oyundaki herkes bu konferansı görebilecek. Savaşa olan katkınız savaştan ne elde edebileceğinizi direkt olarak etkileyecek. Her ülke teker teker, düşmana nasıl bir antlaşma sunulması gerektiğine dair farklı teklifte bulunabilecek. Eğer bir ülkeden daha az katkı sağladıysanız onun fikrinden sonra sıra size gelecek, isterseniz fikir belirtmeyebileceksiniz. Herkesin sağladığı katkı puanı tükenene kadar bu bir tur şekilde devam edecek. Kaybedenler, eğer koşulsuz teslimiyet verdilerse bu konferansta söz hakları bulunmayacak. Ancak savaşın erken bir döneminde koşullu teslimiyet verdilerse barış konferansındaki maddelerde söz hakkı bulunacak.

Yukarıda bahsettiğimiz kısımla birlikte tarihsel kararların da oyun içerisinde mantıklı bir hal almasını sağladık. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nin savaşa hem pasifikte hem de Avrupada katılıp, Almanya ile yapılacak olan tüm antlaşmalarının Stalin’in etkisi altında yapılmayışını sağlaması bunlardan bir tanesi. Almanya’nın kontrolünü ele geçirip, Fransa’yı kurtarmak bir yarış haline dönüşebilir, nihayetinde kendinizi Yalta konferansındaki Stalin gibi, barış konferansında asıl sözü söyleyecek tek kişi olarak bulabilirsiniz.

Farklı savaş hedeflerinin ücreti, barış konferansı öncesi seçilmiş olan savaş sebeplerine göre değişecek. Eğer bir şeyi istemek için sebebiniz yoksa, onu istemeniz daha pahalıya malolacak. Unutmayın ki burada savaşa olan katkı hala önemli bir faktör, yani sizden çok savaşmış bir ülke, sizin istediğiniz bir toprağı sizden önce kapabilir. Bu tarz olaylar savaş sonrası ülkelerin ilişkilerini ciddi bir şekilde etkileyebilir. Seçtiğiniz şartların doğası da ücreti konusunda etkili, örneğin bazı devletleri özgürleştirmek nispeten daha ucuzken, orada kukla bir yönetim kurmak biraz daha pahalı, o toprağı direkt olarak ülkenize katmak ise en pahalı seçenek.

Konferans aynı zamanda world tension mekaniğini direkt olarak etkileyecek, onu göz önünde bulundurarak, dünyanın dikkatini üstünüze çekmemek için konferansta kendinizi kısıtlamak isteyebilirsiniz. Toprakları direkt olarak ilhak etmek yerine orada kukla yönetimler kurmak bu seviyeyi bir nebze aşağıda tutabilir.

Haftaya uyuyan devden bahsedeceğiz, Amerika Birleşik Devletleri.

Forumda Tartışın.