Hearts of Iron IV’te Birleşik Krallık İstihbarat Hikâyesi

Hearts of Iron IV geliştirici günlüklerinde bu hafta Birleşik Krallık’ın bakış açısından yazılan bir istihbarat hikâyesi anlatılıyor.

Geçenler de La Resistance’ın çıkış öncesi sürümünü test ederken Birleşik Krallık olarak oynadığım oyunda deneyimlediklerimle yazdığım hikâyeyi okuyabilirsiniz.

1. Aşama: Hazırlık

Tek başıma Birleşik Krallık oynarken, oyunun tarihi temposunu bozduğundan Fransa’yı ayakta tutmaya çalışmıyorum. Bu yüzden başlangıç safhasında sadece sivil fabrika inşa ettim ve üretimin yaklaşık %85’ini uçaklara ayırdım. 1937’nin sonlarına doğru istihbarat teşkilatımı kurmaya başladım. Oldukça küçük olan orduma güç katabilmek için önce istihbarat oluşumuna ve şifre kırma becerisine odaklandım.

hoi-aar-1.png

2. Aşama: Deniz Hakimiyeti ve Konsantre Savunma

Savaş başladığında Almanya’nın şifreleme sistemini kırmaya başladım ve donanmamın büyük bir kısmıyla birlikte hava kuvvetlerimi de Akdeniz’e gönderdim. O anda uçaklarımı Fransa’da Almanya’ya kaybetmeye değmeyeceğini düşündüm. Kısıtlı hava gücümü kaybetmemek adına sivil fabrika inşasını bırakıp askeri fabrika kurmaya başladım. Ayrıca casuslarımın çoğunu istihbarat ağı kurmaları için Almanya’ya gönderdim.

Yakalanma olasılıkları daha düşük olduğundan en çok “baştan çıkarıcı” niteliğine sahip casusları görevlendirmeye çalıştım. Bu süreçte birkaç baştan çıkarma uzmanı elde etmiş oldum.

hoi-aar-2.png

Oldukça küçük olan ordumun büyük bir kısmı Süveyş Kanalını tutmak için Mısır’a gitmişti. İtalyanlara karşı hava üstünlüğü ve istihbarat avantajına sahip olduğumdan Mısır’ı büyük bir başarıyla tuttum. Ünlü Nancy Wake’i işe alınca, yakın gelecekte İtalyanlar ile savaşacağımdan kendisini Roma’ya tatile göndermeye karar verdim.

hoi-aar-3.png

3. Aşama: Malta Muharebesi

İtalyan donanması büyük ölçüde yenildikten sonra, kanatlarını kırmaya ne kadar yakın olduğumu net bir şekilde görmek için İtalyan hava kuvvetlerine sızdım. Bu noktada İtalyan uçakları Malta’da bulunan Akdeniz donanmamı vurmaya başladı. İstihbarat defterinden uçak sayılarına baktıktan sonra Malta’da radar inşa ettim ve bölgedeki İtalyanları engellemek için hava kuvvetlerimi görevlendirdim. Artık işime yaramayan ve yeri saptanan donanmamı yem olarak kullanarak Mihver hava kuvvetlerini yok etme planımın ilk safhasını gerçekleştirmiş oldum.

hoi-aar-4.png

Bu sırada Almanya ve işgal altındaki Fransa’da istihbarat ağlarım epey güçlenmiş ve Mihver devletlerin durumları hakkında güzel bilgiler sunmaya başlamıştı. Ayrıca bu noktada Alman hükumetine ve ordusuna da sızmayı başardığımdan güçlerini daha net bir şekilde görebiliyordum ve daha fazla harekât seçeneğine sahiptim.

1940’ın sonunda hem Alman hem de İtalyan şifreleme sistemlerini kırmıştım. Kuvvetlerime pasif olarak destek veren şifreleme ve radar avantajlarımla birlikte uçaklarım Alman ve İtalyan hava kuvvetlerini zayıflatmıştı. Üstelik şifreleme sistemlerinin kırılmış olmasından ötürü engelleme ve hava tespit verimliliğim artmıştı.

4. Aşama: Yunanistan Savaşı

1940’ın sonunda Yunanistan Almanya ve İtalya tarafından işgal edildi. Bu noktada önemli bir istihbarat avantajı yakalamıştım, Mihver devletlerin hava gücüne yetişmek üzereydim ve hem büyük hem de donanımlı bir Özgür Fransa gönüllü gücüne sahiptim. Güney Yunanistan’a kapanmaya ve bu sırada elimden geldiğince Mihver hava gücünün canına okumaya karar verdim. Kuzey Afrika’daki birliklerimin çoğunu Yunanistan’a gönderdim ve hava kuvvetlerimin büyük çoğunluğunu görevlendirdim. Bir noktada savunma hattım dağılmak üzereydi. Ancak beklemedeki şifreleme sistemimi kullanıp Almanya’ya karşı 30 günlük geçici bir çatışmaya girerek hattı tutabildim. Sistemin avantajları kaybolmadan önce ek birlikler getirip Yunanistan’ı tutmayı başardım.

hoi-aar-5.png

1941’in ortasına geldiğimde Mihver devletleri havada yenmiştim. Güney Yunanistan ise çok daha güvendeydi. Fransa’daki direnişe destek vermenin ve kurtarma girişimine zemin atmanın vaktinin geldiğine karar verdim. Ayrıca, yeni Alman ve İtalyan şifreleme sistemlerini de kırmaya başlamıştım.

hoi-aar-6.png

Şifreleme sistemlerini yeniden kırdığımda taktik bombardıman uçaklarımı Yunanistan’da tutmama gerek kalmadığından anavatanlarında stratejik bombardıman harekâtı başlatarak Almanlara nefes vermemeye karar verdim. İstihbarat düzeyimle birlikte harekâtımın Almanya’ya nasıl etkileri olduğunu görebiliyordum. Aynı zamanda Fransa’nın kaynak bakımından zengin bölgelerinde sabotaj harekatları düzenleyerek Alman savaş makinesinin üzerinde kurduğum baskıyı arttırdım.

hoi-aar-7.png

5. Aşama: Yugoslavya Ayaklanması

Ertesi yıl Amerika ve Vichy Hükumeti’nin savaşa dahil olmasıyla Kuzey Afrika’da yine çatışmalar yaşandı. İstihbarat ve hava üstünlüğü ile Vichy güçlerini yenmek fazlasıyla kolay oldu. Kuzey Afrika harekâtı sırasında Hırvatistan’ın işgal edilmiş Yugoslavya’yı zar zor kontrol ettiğini fark ettim. Sonrasında birkaç casusumu direnişe destek olmaları için oraya gönderdim ki bu hareketim büyük çaplı bir ayaklanmanın başlamasıyla sonuçlandı. Kuzey Yunanistan’da yer alan Mihver güçlerinin çoğu ara kaldı ve imha edildi.

hoi-aar-8.png

Yugoslavya’da büyük bir zafer kazandıktan sonra tüm casuslarımı Almanya’nın tamamında büyük bir ağ kurmak üzere göreve yolladım. Bunun sonucunda birkaç casusum yakalandı ki büyük ve güçlü ağlarda keşfedilme olasılıkları çok fazlaydı. Yine de bu kaybın Almanya’daki istihbarat oranını maksimize etmeye ve Kıta Avrupası’nı gelişime hazırlamaya değdiğine karar kıldım.

6. Aşama: La Resistance ve D-Day

1942’nin ortalarındayken Fransız Direnişi benim desteğim sayesinde yıkıcı etkilerde bulunmaya başladı. Tam olarak ayaklanmıyordu ama Kuzey Fransa’daki stratejik konuşlandırma düzenini bozacak ve bölgedeki Mihver güçlerini yıpratacak kadar güce sahipti. Bölgedeki istihbarat ağımın sağladığı avantajları, istihbarat düzeyini, hava üstünlüğünü ve doğu cephesinde süregelen savaşı da işin içine katınca, Fransa’da pürüzsüz bir şekilde kıyıbaşı elde etmiştim.

hoi-aar-9.png

Almanları Fransa’dan çıkarmanın planlarını yaptıktan sonra bir kez daha şifreleme sistemimi kullanarak 30 günlük bir avantaj elde ettim ve savaşarak Almanları anavatanları kadar ittirdim. 1942’nin sonlarına doğru Mihver güçler harap olmuş, tüm cephelerde dağılmışlardı. Müttefik hava, kara ve istihbarat güçleri bir aradayken düşmana fazla geldikleri kanıtlandı. Askerlerimiz Noel’i evlerinde kutladılar.

Umarım hepiniz savaş hikâyemi beğenmişsinizdir! Bir dahaki sefere görüşmek üzere.

Yazar: H. Serhat Çavunt

1 Yorum Added

Join Discussion
  1. İlteris Şubat 15, 2020 | Yanıtla

    Bu dlc ile oyunun içine edecekler gibi bir his var içimde, inşallah yanılıyorumdur. Yine de yeterince karmaşık olan oyun sistemine istihbarat servislerini eklemek yerine pupet sistemini, kurulan pupet ülkelerdeki saçma sapan isimleri değiştirebilirlerdi. Diğer taraftan savaşa direkt müdahil olan Bulgaristan ve Yunanistan’ın hala özgün ağaçları yokken gidip anarşist İspanya fantezisi yapmak nedir ya? Ortadoğu desen zaten felaket oyunun yapısı bölgenin tarihsel realitesi ile hiç uyuşmuyor. Bu kadar yapılacak çok şey varken Meksika- Portekiz gibi ülke ağaçlarına odaklanmaları sinir bozucu!

Yorumla

STRATEGYTURK

Strategyturk'te strateji oyunlarından haberleri, yama notlarını, geliştirici günlüklerini ve daha birçok içeriği Türk strateji oyuncularına Türkçe bir biçimde sunuyoruz. Aynı zamanda yeni çıkan strateji oyunlarının ve eklentilerinin incelemelerini yapıyor, bu oyunlara dair sürekli olarak içerik oluşturuyoruz.

Sosyal medya sayfalarımızı takip ederek strateji oyunlarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Son Yorumlar

  • FADYORYA: 1 ve 2. oyun epic gameste, 3. oyun steam'de olursa immortal empires olmuyor değil mi? üçünün de aynı platformda olması gerekiyor
  • Wandervals: 1.14 Sürümü için yama güncellemesine ihtiyacımız var.

KATEGORİLER

ARŞİV