Fields of History geliştirici günlüklerinin on ikincisinde kara savaşlarındaki strateji ve taktiklerden bahsediliyor.

Herkese merhabalar. On ikinci geliştirici günlüğüne hoş geldiniz. Bugün, keskin gözlü takipçilerimizin önceki günlüklerde fark etmiş olabileceği bir özelliğe daha ayrıntılı olarak değineceğiz: Kara Savaşlarında Stratejiler ve Taktikler.

Askeri strateji, ilkel insan kabileleri ilk kez birbirleriyle savaştığı andan itibaren bir sanat olmuştur. Tarih boyunca, birçok parlak zihin(Sun Tzu, Büyük İskender, Napolyon, von Clausewitz ve diğerleri) kendilerini öncelikle bu alana adamıştır. Belki de bu konuyu kapsamlı bir şekilde ele alırsanız, siz de bu parlak zihinlerden biri olabilirsiniz, en azından Fields of History’de.

19. yüzyılın sonunda çoğu stratejik düşünce hücum üzerine yoğunlaşmıştı. Aşırı idealist milliyetçi eğilimlere sahip askeri liderler, diğer silahlı çatışmaların yanı sıra Anglo-Zulu savaşı, Rus-Japon Savaşı ve İkinci Boer Savaşı’nda makineli tüfeğin sahada yapabildiklerini görünce bu silahın gücünü iyi anladılar. Tüm askeri liderler bu silahların gücüne rağmen, düşmanı yarıp geçmenin sırrının kendi askerleri olduğuna ikna olmuşlardı. Askerlerinin üstün morali, ruhu ve – dünyanın en iyi –  eğitimi elbette her şeyin üstesinden gelebilir! Bu fikirler 1914’te uygulamaya konduğunda ortaya çıkan katliamın dehşeti bu düşünceye hızla bir son verdi. İyi hazırlanmış bir savunma neredeyse her türlü hücuma dayanabileceği fikri hemen ortaya çıktı. Artık, kısa ve sonucu kesin bir çatışmadan sonra “Noel’de evde olma” fikri yoktu.

Dünya Savaşı çabucak bir yıpratma savaşı haline geldi, burada amaç düşman birliklerini öldürerek, düşman endüstrilerini geride bırakarak, düşmanın hiçbir şeyi kalmayana kadar kanını emmekti. Hücumlar, Batı Cephesi’nin tanımlanmış cepheleri arasında iyice seyrekleşti. Saldırı kuvvetleri, güçlendirilmiş düşman savunmalarını yarmak amacıyla, kalabalık bir topçu ateşi desteği ile düşman askerlerine oranla ona bir gibi sayılarda askerler toplayarak büyük bir sayısal üstünlük elde etmeden düşman hatlarına saldırılar gerçekleştirilmezdi. Bunca şeye rağmen, savunmacılar düzenledikleri karşı saldırıları ve savunma amaçlı “siper süpürücüleri(pompalı tüfeklerden bahsediliyor)” kullanarak siperlerine girmeyi başarmış şanslı birkaç kişiyi kolayca kovabilirler. Bu sebeplerden dolayı bu hücumlar nadiren başarılı oluyordu ve genellikle hücum eden taraf için binlerce cana mal oluyordu.

Dünya Savaşı sırasında havadan keşif, kablosuz telgraf veya zehirli gazlar ve sayısız diğer teknolojik gelişmeler, kullanılan stratejiler üzerinde güçlü bir etkiye sahipti. Örnek olarak deneyimli generallerin yeni bir ürünü, “Otonomi Doktrini”ni kullanan, SMG ve Flamethrower donanımlı Stoßtruppen ve savaşın sonunda düşman hatlarını yavaşça ama neredeyse durdurulamaz bir şekilde yaran tanklar.

Savaşın sürekli gelişimini ve değişimini yansıtırken, oyuncuların savaş alanına farklı şekillerde yaklaşmalarına izin vermek için, oyun tarzınıza göre yatırım yapabileceğiniz on büyük strateji ailesini kurduk.

Yukarıdaki ekran görüntüsünde de görebileceğiniz gibi her strateji kategorisi birkaç seviyeden oluşmaktadır. Bu seviyelerin her biri farklı bonusların ve taktiklerin kilidini açmanıza izin verecektir. Daha fazla strateji elde edebilmek için askeri deneyime ihtiyacınız olacak.

Askeri deneyim esas olarak muharebeler sırasında elde edilir, ancak bakanlar kurulundaki generalleriniz ve bakanlarınız da buna katkıda bulunabilecektir.

Daha gelişmiş stratejik gelişmeler daha fazla askeri deneyim gerektirir. Duruma gerçekçi bir şekilde yaklaşırsak muhtemelen oyun boyunca bütün stratejilerin kilidini açamayacaksınız. İşinize en çok yarayacağını düşündüğünüz noktalara odaklanmak çok daha verimli ve pratiktir.

• Kitlesel Hücum – Düşmanı yok etmek için çok daha fazla uyumla daha büyük saldırılar gerçekleştirmenizi sağlar.
• Siper Savaşı – Hem siperlerinizi daha etkili ve verimli hale getirir, hem de birliklerinize düşmanlarınızla savaşmak için daha iyi eğitim verir.
• Gece Operasonları – Karanlıkta daha iyi savaşmanıza yardımcı olacak, askerleriniz üstlerine çökmüş alacakaranlık veya gece karanlığını kendi avantajlarına kullanacak.
• Gerilla Savaşı – Birliklerinize gizli manevralarla ve moral kırıcı, kışkırtıcı saldırılar ile el altından düşman ile mücadele etmeyi öğretir.
• Kuvvet Konsantrasyonu – Düşman hattındaki zayıf noktalara odaklanarak, kuvvetlerinizi etrafa daha az yayarak saldırılarınızı daha etkili hale getirir.
• Esnek Saldırı – Askeri liderlerin savaşın ortasında, savaşın gidişatını değiştirecek kararlar verme konusunda eğitim vererek hata yapmalarını önler.
• Kuşatma Muharebesi Planları – Topçularınıza kuşatma senaryoları için gelişmiş eğitim vererek uyumlarını ve hedef önceliklerini geliştirir.
• Savunma Hazırlıkları – Birliklerinizin devamlı ve sağlam savunma sergileme yeteneğini geliştirecektir.
• Yüksek Alanlar Planlaması – Arazi yüksekliğinin önemli bir faktör olduğu saldırı ve savunma alanlarında size avantaj sağlayacaktır.
• Özel Operasyonlar – Hem birliklerin hem de liderlerin gaz ve tanklar gibi daha yeni ve daha iyi teknolojileri daha etkin kullanmasını sağlar.

Yukarıda gösterildiği gibi, taktikler ayrıca askeri liderlerinizin onları gerçekten anlama ve uygulama yeteneklerini temsil eden üç seviyeye sahiptir (Resimdeki lider stratejiyi daha iyi anlayarak son kilidi de açmıştır). Temel (Bronz) seviye, generalin taktiği uygun bir temel düzeyde kullanmasına izin verir ve taktiği, tüm özelliklerinden düzgün bir şekilde faydalanamadan yürütür. Gelişmiş (Gümüş) seviyesi, generalinizi en azından taktiğin amacını tam olarak anladığını temsil eder, ancak yine de düzgün icrası konusunda uzman değildir. Üstün (Altın) seviyesine sahip bir general, bir taktiğin nerede ve nasıl kullanılacağını ve en iyi şekilde nasıl icra edeceğini tam olarak bilmektedir. Generallerde bu seviye yükseldikçe, düşük seviyeli bir generale kıyasla, yaygın hatalar ve olumsuz durumlardan kaçınarak avantajlardan faydalanma yükselecektir.

Aslında taktikleriniz basitçe geniş, avantajlı, durdurulamaz manevralar değildir. Taktiklerinizin neredeyse her zaman, akıllı ve deneyimli rakiplerinin yararlanabileceği belirli zayıflıkları olacaktır. Örneğin “yaylım ateşi” çok etkili bir hücum taktiğidir, ancak çok esnek değildir, yani bu taktiğe karşı etkili bir taktik uygulandığında bu, diğer taktiklerin bazıları için kaygılanmaktan çok daha acil bir kaygıdır. Zayıflıklarınızı en aza indirgemek için taktiklerinizi sürekli değiştirmek bu nedenle çok önemlidir.

Ek olarak, strateji ağacında her daldan taktiklere sahip olmak onları düzgün kullanmak için yeterli sayılmaz. Sonuçta generallerinizin emirlerine ve temel savaş planlarına ihtiyacı vardır. Generallerinize taktikler atamak, onları savaşta mümkün olan en yüksek kabiliyette icra etmelerine izin verir. En vasıfsız general bile temel seviyede bir emir yürütebilirken, en azından ortalama yeteneğe sahip bir lider, gelişmiş seviye taktik kullanabilir. Üstün bir taktik kullanabilmek için gerçekten özel bir general lazım, sadece en iyileri üstün şekilde kullanabilir!

Umarız ki bu geliştirici günlüğünün sonuyla ve fikirler şu anda hala aklınızdayken, düşmanlarınızın herhangi bir anda üstesinden gelebilecek ve Fields of History’de daha keyifli bir şekilde eylemlerde bulunabileceksiniz. Kışın soğuğuna rağmen, oyuncu olarak kendimizin de eğlenebileceği bir Birinci Dünya Savaşı Grand Strateji oyunu olan FoH’un gelişimi son sürat devam ediyor.

Hem stratejilerden hem de kıştan bahsetmiş olsak da, umarız tatil dönemi için planlama aşamasını tamamladınız ve şimdi icra etme aşamasındasınızdır. Umarız orada Tommy Town, Doughboy Lane, Berliner Street’te (1.D.S. sırasında Fransa-Almanya cephesindeki bazı spesifik siperlerin isimlerinden bahsediyor) veya kutlayabileceğiniz başka bir siperde üstün bir tatil geçirirsiniz. Cesaret verici destekleriniz için teşekkür ederek, sizinle 2020’de tekrar görüşmekten mutluluk duyarız.

Wolferos Ekibinden İyi Tatiller!