Fields of History’de Deniz ve Hava Savaşlarında Stratejiler ve Taktikler

Fields of History geliştirici günlüklerinin on üçüncüsünde hava ve deniz savaşlarındaki strateji ve taktiklerden bahsediliyor.

Hepiniz hoş geldiniz! Ateşkes bitti, askerler siperlere geri döndü, bunun tek bir anlamı olabilir o da 2020’nin ilk geliştirici günlüğünün zamanı geldi.

Bugünkü geliştirici günlüğünün odağı her ne kadar bu olamayacaksa da çoğu kişi 2019’daki gelişimin bir özetini istedi, aynı 2018’de yaptığımız gibi. Kısacası özet, sürekli ilerlediğimizdir. Oyun, her gün onun almasını istediğimiz şekli daha fazla alıyor. Moda kıyasla daha fazla derinliğe sahip olacak ve daha tutarlı ve keyifli bir Dünya Savaşı senaryosu oluşturmamıza yardımcı olacak ek özellikler içeren bir Grand Strateji oyunu olacak. Bununla ne demek istediğimize iyi bir örnek vermek gerekirse bugünkü günlüğe bakalım. Bugünün geliştirici günlüğü “Deniz ve Hava Kuvvetleri İçin Stratejiler ve Taktikler”, aralık ayı için çıkan günlüğün doğrudan bir devamı olacak.

HMS Dreadnought, Portsmouth’taki Majestelerinin Donanma Üssü’nün tersanelerinden ilk kez ayrıldığında, gemi mühendisliği dünyası sonsuza dek değişti, ancak deniz doktrini dünyası birkaç yıl önceden böyle bir gelişme bekliyordu. 1904 yılındaki Sarı Deniz Muharebesi’nde, büyük bir ön-dretnot savaş gemisi grubu tarafından yönetilen Japon filosu, menzil ve ateş gücü (iki 305mm ikiz silah ile donatılmış Mikasa ve Shikishima savaş gemileri gibi) avantajlarından faydalanarak, Rusların Birinci Pasifik Filosu’nun üzerine ateş yağdırdı. Bu sürekli ateşin yol açtığı hasar, bir sonraki yıl Rus Filosunun Tsushima Muharebesi’ne katılamamasına neden oldu ve Japonların Rus İmparatorluk Donanması’na karşı zafer kazanmalarında önemli bir rol oynadı.

Dretnot, dönemin ortaya çıkan deniz düşüncelerinin bir ürünüdür. Amiraller, rakip tasarımlardan daha ağır silahlara, daha iyi menzile ve daha iyi zırha sahip gemiler talep ettiler ve Birinci Dünya Savaşı’na giden on yıl boyunca, tam olarak sahip oldukları şey buydu. Nihayet, diğer her gemi tipi de bu yeni şartlara adapte olmak zorunda kaldı. Ana muharebe gemisinin ateş gücüne ucuz takviyeler olarak tasarlanan zırhlı kruvazörler, en azından dretnotların zırhın delebilmeyi ummak için büyümek zorunda kaldı ve savaş kruvazörleri doğdu. Bu arada, küçük gemiler manevra kabiliyetine ve torpidolara odaklanmak zorunda kaldı, çünkü iyi bir torpido, daha düşük bir maliyetle herhangi bir batarya ateşi kadar ölümcül olabilirdi.

İlk kez, gemiler için sadece refakat gemileri ve hat gemilerinden ziyade daha karmaşık roller ortaya çıktı. Sadece keşif yapmak veya genel olarak ateş gücünü biraz daha artıracak gemiler yapmak yerine bir veya iki belirli işi etkili bir şekilde yapmak için tasarlanan gemiler, denizlerdeki savaşı çok daha zor bir hale getirdi. Kötü eğitimli “beyefendi” kaptanlar, son yüzyıllarda denizlere hakim olan klasik ilerleme ve ateş etme tekniklerine artık güvenemiyordu.

Kaptanlar bir düşman dretnotunun ateş hattına karşı dikkatli olmak ve gemilerini bir miktar yaymak zorundaydı ancak hala birbirlerine yeterince yakın kalmaları gerektiğinden formasyonlar daha karmaşık hale geldi. Bir savaş kruvazörünün bile tek bir yaylım ateşi, keşif görevi yapan eski bir torpido botunu denizin dibine anında gönderebileceğinden, bir formasyondan ayrılmak ve bir formasyona geri dönmek çok riskli bir girişimdi.

Kraliyet Donanması, Hochseeflotte’nin Kuzey Denizi’ne erişimini engellemek ve Baltık Denizi’nde tutmak için elinden geleni yaptı. Merkezi Güçler, ayrı kalmış Antant gemilerini ve filolarını tek tek batırmaya ve yok etmeye çalıştı ancak kararsızlık ve korkular yüzünden bu planları başarısızlıkla sonuçlandı. Savaş boyunca Alman ve Avusturya-Macaristan donanmalarından sadece birkaç cesur eylem kaydedildi. Savaş gemileri arasındaki tek gerçek çatışma, Kaiserliche Marine’nin İngiliz ablukasını kıramadığı Jutland Savaşı’nda gerçekleşti.

Grand Fleet(Büyük Filo, Kraliyet Donanması’nın I. Dünya Savaşı sırasında anavatanı korumakla görevli ana filosu)’in sayısal avantajı tesadüf değildi. Dünyanın en büyük iki filosunun kombine kuvvetlerine en azından eşdeğer bir savaş filosu kurmak için İngiliz amirallerinin benimsediği İki-Güçlü Standart Doktrini’nin sonucuydu.

Sonuç olarak, I. Dünya Savaşı’ndaki deniz düşüncesi belirleyici deniz savaşlarına daha az, küçük çaplı çatışmalara ve konvoy baskınlarına daha fazla odaklandı. Antant, tüm dünyadaki çeşitli ticari gemi rotaları için eskort filoları oluşturma ve sürdürme zorluğuyla yüzleşmek zorunda kaldı. Hepsi, I. Dünya Savaşı’nda gerçek bir deniz silahı haline gelen bir silah tarafından taciz ediliyor, dehşet veren U-Boot, düşman blokajlarından açık denizlere gizlice sokulabilir ve onu durduracak kimse yoksa istediği her şeyi avlayabilirdi.

Havadaki savaş ise tamamen farklı bir hikaye. Uçak filoları savaşa kitlesel çatışmalar, sürekli çarpışmalar ve savaşlar fikriyle girerken, her iki taraf için de ordunun destekleyici kolu olarak sona erdi. Hava gücü başlangıçta sadece ordunun ve donanmanın küçük bir destek kolu olarak sahalarda görüldü. Uçaklar için bombalama ve avcılık ideal gözüküyordu ancak o zaman teknolojik olarak imkansız olduğu için günün siparişi keşif uçakları olacaktı.

Kraliyet Uçan Kolordusu’nun ilk pilotu Yüzbaşı Bertram Dickson, kahinler gibi bir öngörüde bulundu. 20. yüzyılın başlarında, o sırada hava gücü sınırlı olmasına rağmen, çok yakında hava üstünlüğünün yer operasyonları kadar kadar önemli olacağını ve gökyüzünü kontrol edenlerin ileriye doğru önemli bir avantaj sağlayacağını gözlemledi. Tahmini doğruydu, ilk bomba 1911’de İtalyan pilot Giullio Gavotti tarafından Türk mevzilerine bırakıldı, ardından bunu İtalyan-Türk Savaşı sırasında birkaç bomba daha takip etti. Bulgaristan ve Romanya bu çabaları hızlı bir şekilde taklit etti ve 1913’te ilk bombardıman amaçlı uçak Romanya’da tasarlandı (ancak İngiltere’de üretildi).

Hızla bombardıman uçaklarının avantajı fark edildi ve hızlı bir şekilde, hava-hava savaşlarına uygun inşa edilmiş avcılar, hafif silahlandırılmış keşif uçakları ile değiştirildi. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından sadece üç ay sonra, ilk onaylı havadan havaya öldürme gerçekleşir ve her iki gelişmenin bir sonucu olarak, teorisyenler, hobi olarak yapanlar ve öncüler hızlı bir şekilde, savaş uçakları hakkında stratejiler ve teoriler geliştirmeye başlar. Bu taktikler, en ünlü ilk aslar Avusturya-Macaristan’dan Godwin von Brumowski, Fransa’dan René Fonck, Kanada’dan Billy Bishop ve tabii ki Kızıl Baron olarak bilinen Almanya’nın korkulan ası Manfred von Richthofen tarafından kullanıldı.

Bu hızlı gelişme, savaş boyunca çılgın bir hızla gelişen teknolojik gelişmelerle yakından bağlantılıydı. İlk ikiz motorun, ilk dört motorlu bombardıman uçaklarının (Zeppelin Staaken R. VI veya Ilia Mouromets gibi) ortaya çıkmasıyla bu durum fark edildi ve ilk tamamen metalden yapılmış uçakla doğrulandı.

Fields of History’de, denizdeki savaş farklı bir şekilde ortaya çıkabilir. Kendinizi, savaş öncesi taktiklerdeki gibi düşman filosunu büyük ve daha belirleyici savaşlara çekmeyi denerken ya da tarihsel olarak da görülen, filonuzun ticaret baskınlarına odaklandığı ve destekleyici rol oynamak zorunda olduğu bir durumda da bulabilirsiniz. Savaş hangi yöne giderse gitsin, Fields of History’de deniz stratejileri şunlardır:

  • Denizaltı Savaşı – Denizaltılarınızın baskın düzenlemek ve savaş donanmanıza destek sağlamak için doğal bonusları vardır.
  • Filo Yoğunluğu – Her seferinde ihtiyaç duyduğunuz sayıda gemiye sahip olduğunuzdan emin olmak için yoğunluğa göre dağılım ve konumlandırma yapmak üzerine odaklanır.
  • Anti-Denizaltı Savaşı – Gemilerinizin düşman denizaltılarını daha iyi tespit etmesine ve onlarla başa çıkmasını sağlayacaktır.
  • Deniz Gücü Projeksiyonu – Okyanustaki gemilerin organize edilmesini ve herhangi bir noktada savaşa hazır olmasını sağlar. Dünya çapında bir filo için harikadır.
  • Denizin Kontrolü – Devriyelerinizin etkinliğini artırır, karşılaşma ihtimaliniz olan her şeyi hızlı bir şekilde bulmanıza ve bunlarla başa çıkmanıza olanak tanır
  • Donanma Varlığı – Gemilerinizi özellikle savunmacı bir şekilde daha tehdit edici hale getirir, bu da rakibinizin sadece evde kalmaya karar vermesine ve hatta çarpışmaya bile girmemesine neden olabilir.
  • Uzun Süreli Deniz Operasyonları – Uzun yolculuklar için gemilerinizin daha iyi stok yapmasını ve erzak paylaşımının daha verimli olmasını sağlar.
  • Ticaret Gemisi Baskını – Filonuza ticari gemilerinin düzenleri hakkında bilgi verir ve onlarla uğraşırken avantajlar sağlar.


Bir diğer yandan hava muharebelerinin kaderinde, büyük bir savaş meydanı olmak vardır. Stratejiler, yeni uçaklarınızla neye öncelik vereceğinize daha fazla odaklanıyor:

  • Havadan Gözetleme – Pilotlarınızı aşağıda neler olup bittiğini takip etme ve bunları aktarma konusunda eğitir ve keşif uçuşlarını daha kullanışlı hale getirir.
  • Hava Muharebe Manevrası – Esasen hava muharebeleri sırasında hava kuvvetlerinizin el kitabıdır ve it dalaşları sırasında rakipleri gölgede bırakmak için akıllıca gerçekleştirilen manevraların kullanılmasına izin verir.
  • Taktik Bombardıman – Bombaları doğrudan düşman birliklerine ve arka hatlardaki tesisatlara atmak gibi her zaman hayati görevlere odaklanır.
  • Stratejik Bombardıman – Bombardıman uçaklarını, fabrikalar gibi düşman binalarına zarar vermek ve hatta yok etmek için daha uygun hale getirir.
  • Formasyon Uçuşu – Pistlerden savaş alanlarına yolculuk sırasında uçaklarınızı daha verimli hale getirir ve daha iyi tespit kabiliyeti sağlar.
  • Hava Karşı Saldırısı – Pilotlarınıza, düşman görüş alanlarında olduğunda ne yapacakları konusunda daha iyi bir eğitim verir ve savaşçılarınızı özellikle daha ölümcül hale getirir.
  • Temel Avcı Manevraları – Manevraların savaş dışı tarafına öncelik verir ve pilotlarınızın operasyonlarda, iniş ve kalkış sırasında kaza yapma ihtimallerini düşürür.
  • Hava Üssü Kabiliyetleri – Uçaklarınızın görevler arasında durması gereken süreyi azaltır ve daha iyi bakım sayesinde uçaklarınızı daha dayanıklı ve güvenilir hale getirir.


Kara kuvvetlerinde olduğu gibi, filolara amiral ve uçak filolarına uçuş kolu komutanı atayabilirsiniz. Bu komutanlara da taktik atayabilirsiniz. Ancak bu liderler bir seferde sadece bir taktik kullanabilir. Taktiklerin seçimi çok daha uzun vadeli bir olasılıktır, çünkü yeni bir taktiğin etkili bir şekilde benimsenmesi biraz zaman alır.

Kara taktikleri gibi, deniz ve hava taktikleri de oyunda aynı şekilde temsil edilecektir. Yukarıdaki ekran görüntüsünde görebileceğiniz gibi, taktiklerin kilidini açabilir ve bunları uçuş kolu komutanına atayabilirsiniz. Her birinin artıları ve eksileri vardır.

Umarım bu günlük, bu oyunda çabaladığımız derinlik ve senaryo doğruluğu hakkında size net bir fikir verir ve ayrıca denizlerin ve gökyüzünün tarihine nasıl hükmedeceğiniz konusunda bir fikir sahibi yapar. Bu günlükle birlikte stratejiler ve taktikler iyiden iyiye anlattık, ancak bulmacanın sadece bir parçası eksik. Bir dahaki sefere, Napolyon’un en kötü kabusu, Kraliyet Donanması’na daha ayrıntılı bir göz atacağız.

Sıradaki günlükte görüşürüz! O zamana kadar “kıç güvertesi” kelimesine gülerken amirale yakalanmadığına emin ol.

Yazar: Umut Öksüz

Henüz yorumlanmamış.

Yorumla

STRATEGYTURK

Strategyturk'te strateji oyunlarından haberleri, yama notlarını, geliştirici günlüklerini ve daha birçok içeriği Türk strateji oyuncularına Türkçe bir biçimde sunuyoruz. Aynı zamanda yeni çıkan strateji oyunlarının ve eklentilerinin incelemelerini yapıyor, bu oyunlara dair sürekli olarak içerik oluşturuyoruz.

Sosyal medya sayfalarımızı takip ederek strateji oyunlarındaki gelişmelerden haberdar olabilirsiniz.

Son Yorumlar

  • FADYORYA: 1 ve 2. oyun epic gameste, 3. oyun steam'de olursa immortal empires olmuyor değil mi? üçünün de aynı platformda olması gerekiyor
  • Wandervals: 1.14 Sürümü için yama güncellemesine ihtiyacımız var.

KATEGORİLER

ARŞİV