Crusader Kings III geliştirici günlüklerinde bu hafta oyundaki karakter modellerine dair bilgiler veriliyor.
Merhabalar. Ben Nils, Crusader Kings III’te karakter çizim şefiyim. Daha önceki günlüklerde oyunun portre sisteminden söz etmiştik, bu günlükte sistemin ayrıntılarından bahsedeceğiz.
Karakterler oyun içerisinde dinamik bir biçimde oluşturuluyorlar ve görünüşleri DNA sistemi üzerinden belirleniyor. Ağız şeklinden karakterin boyuna kadar her şey bu DNA içerisinde bulunuyor. DNA’ya etki eden farklı genler mevcut ve her gen bir özelliği tanımlıyor. Crusader Kings II’de de benzer bir sisteme sahiptik ancak CK3’te gen sayısını 10 katından daha fazlasına çıkartarak bu sistemi çok daha ayrıntılı hale getirdik.
Bir önceki oyunumuzda mecburiyetten dolayı karakterler belli sayıdaki yüz özelliklerinden ibaretti. X sayıda ağız, X sayıda burun, X sayıda göz modeli vardı ve bunlar bir araya gelerek yüzü oluşturuyordu. Bu her ne kadar iyi işlese de, farklılıklar sunma hususunda oldukça limitli bir sistem ortaya çıkarıyordu. CK3’te yaptığımız şey yüzün her kısmının daha küçük değişkenlerle belirlenmesini sağlamak, hazır bir burun seçmektense burnun yüksekliği, uzunluğu, genişliği, büyüklüğü, açısı, çıkıntılığı ve daha birçok özelliği ayrı bir şekilde belirlenebiliyor. İşin kısası eğer burunlara ilgi duyuyorsanız bu oyun tam size göre.
Tahmin edeceğiniz üzere bu sistem karakterlerin yüzlerini çok daha ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmemizi mümkün kılıyor. Bunların yanı sıra bir karakterin görünüşünü etkileyecek daha genel unsurlar var, gelin ilk olarak etnisiteden bahsedelim.
Daha önceki günlüklerde bahsettiğimiz gibi CK3’ün haritası İrlanda’dan Moğolistan’a, Norveç’ten Sahra Altı Afrika’sına kadar çok geniş bir alanı kapsıyor. Bu geniş alan sayısız etnisiteyle dolu. Karakter sisteminin işleyişi neticesinde tüm bu etnisitelerde aynı özellikleri kullanıp, kod üzerinden farklılıklar oluşturabiliyoruz. Örneğin Batı Afrika’daki karakterler ortalama olarak daha koyu bir ten rengine, daha büyük dudaklara ve Avrupalı veya Asyalı karakterlere nazaran daha farklı görünen burunlara sahip olsalar da tüm karakterler aynı sistem üzerinden oluşturuluyor. Bu da birazdan sizlere bahsedeceğim kalıtım hususunda önemli bir rol oynuyor.
Tüm karakterlerin aynı temel modeli kullanması sayesinde farklı DNA’ları iç içe geçirebiliyoruz. Her karakterin baskın ve çekinik olmak üzere 2 farklı DNA özelliği var. Bir bebek doğduğunda ebeveynlerinden rastgele bir şekilde belirlenmek üzere ikişer gen ediniyor, daha önce bahsettiğim gibi bu genlerin belli ihtimaller üzerinden (ebeveynde baskın olan genin çocukta da baskın olma ihtimali daha fazla) biri baskın diğeri ise çekinik oluyor. Yeni doğan çocuğun görünümü baskın genlere göre belirleniyor ancak çekinik genler kalıtımsal olarak aktarılmak üzere saklanmaya devam ediyor. Dolayısıyla bu yeni karakter bir çocuk yaptığında dedesinden gelen çekinik bir genin baskın olarak açığa çıkmasına rastlayabiliyorsunuz.
Peki tüm bunlar oyuncu için ne anlama geliyor? İşin özeti karakterin ebeveynleri görünümlerinde CK2’ye nazaran artık çok daha etkili. Farklı etnisitede ebeveyne sahip çocuklar artık bu iki etnisitenin karışımı özellikler taşıyorlar ve çekinik olarak aktarılan genler soyun daha ilerisinde açığa çıkabiliyor. Elbette sistemde halen rastgelelik söz konusu, öbür türlü tüm çocuklarınız birbirinin aynısı görünürdü.
Şimdi gelin çocuklardan ve yaşlanmadan bahsedelim. Karakterin görünüşünde önemli olan faktörlerden bir diğeri de bu. 3 boyutlu sistem sayesinde karakteri akıcı bir şekilde yaşlandırabiliyoruz. Yeni doğan bir çocuk elbette bir yetişkine nazaran çok daha küçük görünüyor, tüm yüz özellikleri karakterde olsa da, bebekken bu özellikler daha az öne çıkıp yaşı ilerledikçe belirginleşiyor. Karakter 30’larına ve 40’larına ulaştığında kırışıkları artıyor, yaşlılıktan kaynaklı izler beliriyor, saçları beyazlaşıyor. Daha ileri yaşlarda ise sarkmalar başlıyor, kambur durmaya başlıyorlar, kulakları ve burunları büyüyüp dişlerini kaybetmeleri neticesinde çeneleri öne çıkıyor.
Genetik ve yaşın yanı sıra elbette karakterlerin yaşam stilleri de görünümlerinde önemli bir etki oynuyor. Yeterince iyi beslenmeyen bir karakterle obur bir karakter tamamen farklı görünümlere sahip. Aynı şekilde bir karakterin ne kadar kaslı olduğu Dövüş Becerisi istatistiği üzerinden belirleniyor.
Bunların yanı sıra karakterin görünüşünü etkileyen çeşitli karakter özellikleri ve durumlar var, genetik olmayanlardan örnek verirsek hamilelik, yaralar, karakterin kolunun olmaması, kör olması vb. Genetik örnekler ise cücelik, devlik, albinoluk ve kambur olmak.
Daha önceki günlüklerde giysilerden bahsetmiştik dolayısıyla onlara çok fazla girmeyeceğim. Daha önce bahsetmediğimiz önemli özelliklerden birisi karakterinizin giysisini, tacını ve saç stilini değiştirebilmenizi sağlayan Berber özelliği.
Her ne kadar karakterlerin önemli bir kısmı rastgele belirlenen DNA’ya sahip olsa da, bunun bazı istisnaları var. DNA sisteminin işleyişi istediğimiz karaktere istediğimiz görünüşü vermemizi mümkün kılıyor, bu kapsamda bazı tarihsel karakterlere tarihsel kaynaklar neticesinde sahip oldukları görünüşü oluşturmak istedik. Örneğin Fatih William ve Harold Godwinson. Elbette orta çağdan kalma tarihsel kaynaklar her zaman çok tutarlı olmayabiliyor dolayısıyla kimi zaman doğaçlama yapmamız gerekti. Bunların yanı sıra gerçek hayattaki görünümlerini yansıtan çeşitli geliştirici karakterleri var, genellikle günümüz İsveç dolaylarında dolaşıyorlar.
DNA’ları modlayabiliyor, yeni DNA’lar ekleyebiliyorsunuz. Dolayısıyla oyuna kendinizi eklemek isterseniz veya orta çağ Abraham Lincoln’unu, bunu yapmanız gayet mümkün.
Son olarak hastalıklardan bahsetmek istiyorum, bildiğiniz üzere orta çağ salgınlarla dolu bir zaman dilimi ve oyunda bunu görsel olarak yansıtıyoruz. Eğer oyunda bu tür şeylerle karşılaşmak istemiyorum diyorsanız ayarlardan aşırı tondaki hastalıkları kapatıp onların yerine gece rüyanıza girmeyecek görselleri aktifleştirebiliyorsunuz.