Crusader Kings III geliştirici günlüklerinde bu hafta oyun haritasında bulunan belli bölgeler inceleniyor.

Selamlar! Geçen haftaki günlüğün devamı olan bu günlüğümüzde haritanın kapsadığı bölgelerden bahsedecek ve daha da önemlisi, haritanın ne durumda olduğunu göstereceğim. Görsellerle dolu bir günlük okumaya hazır olun!

Avrupa

Avrupa’yı tepeden tırnağa yeniden oluşturduk. Baronluk ve kontlukları boyarken tüm Avrupa’ya gereken özeni gösterdik. Haritanın her yanının kaliteli ve tutarlı olması bizim için önemliydi. Doğu Avrupa’nın Crusader Kings II’ye kıyasla çok daha ayrıntılı olduğunu fark edeceksiniz.

Görsellerde ve videolarda Avrupa’yı parça parça gösterdiğimizden, belli bölgelere bakacak ve o bölgelerde bulun özel yapıları inceleyeceğiz. Fransa ile başlayacak olursak, bariz bir seçenek olarak dönemin en bilindik katedrallerinden olan Notre Dame Katedralini gösterebiliriz.

Sırada İberya var. Bölgedeki iki büyük nehri, çok sayıda tepeyi ve birkaç özel yapıyı da görebiliyorsunuz. Gırnata kontluğunda El Hamra bulunuyor. Oyunun başında eski bir harabeden ibaret olan bu yapıyı geliştirerek oyundaki en tahkimatlı yerlerden birine dönüştürebileceksiniz.

Özel yapılardan bahsetmişken, tüm dünyanın imrendiği ve arzuladığı şehrin bir değil iki özel yapısı var. Böylelikle Konstantinopolis gerçekten de olağanüstü bir yere dönüşüyor. Üstelik, bu da yetmezmiş gibi oyundaki en büyük gelişim düzeyine de sahip.

Devam etmeden önce şu kültür görselini de aşağıya bırakmak istiyorum.

Orta Doğu

Orta Doğu’ya da Avrupa ile aynı düzeyde dikkat gösterdik ve bölgeyi tarihsel olarak güncelledik. Örneğin, 1066 yılında Selçuklular tarihi sınırları doğru bir şekilde çizilmiş devasa bir imparatorluğu kontrol ediyor. Selçukluların tebaası farklı kültürlerden oluştuğundan dikkatli olunmazsa imparatorluk parçalanabilir.

Başlangıçta bölgenin gelişim düzeyi ortalamanın üzerinde. Örneğin, Bağdat oyundaki en büyük gelişim düzeylerinden biriyle başlıyor. Yalnızca Konstantinopolis ve birkaç yer daha Bağdat’tan iyi durumda. Ayrıca Bağdat’ta oyundaki en etkileyici özel yapılardan birisi olan Beyt’ül Hikmet bulunuyor.

Afrika

Oyundaki en büyük eklemelerin bir kısmı Afrika’ya yapıldı. Tamamı haritaya sığdırılan Sahra Altı krallıkları, Nijerya sahili de oyuna eklendiğinden genişleyecek epey bir alana sahip.

Oynayabileceğiniz beş farklı putperest inanç bulunduğundan önünüzde pek çok farklı seçenek olacak. İlk olarak Nijer deltasında bulunan Benin’i seçerek iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. Benin oyunun başında iyi bir gelişim seviyesine ve özel bir yapı olan devasa Benin Duvarına sahip.

Bazı kültürler büyük nehirlerde seyahat etme becerisine sahip olduğundan Nijer nehrini kullanarak askerlerini hızla bir yere gönderip geri getirebilecek. Sahile ise herkes erişim sağlayamayacak. Afrika’nın kıyısını dolanıp Avrupa’ya ulaşamayacak ya da bunun tam tersini gerçekleştiremeyeceksiniz. Batı kıyısında seyahat etmek fırtınalar ve dalgalı denizlerden ötürü imkânsız olmasa dahi genellikle zor olduğundan buradaki yolu geçilemeyen bir deniz koyarak kapattık. Korkarım Vikingler Afrika’ya inemeyecek…

Afrika Boynuzu’nu da unutmayalım. Mogadişu’yu da içerecek şekilde genişlettiğimiz bu bölgede birbirinden toprak koparmak için fırsat kollayan Hristiyan, Müslüman, Yahudi ve Putperest hükümdarlarla oynayabileceksiniz.

Son olarak Mısır’a bakalım. Taşkın yataklarından geçilmeyen bu varlıklı bölge iyi gelişim düzeyine ve birkaç özel yapıya sahip. Mısır’daki her şey yeşil bitki örtüsüyle çevrelenmiş büyük Nil nehrinin etrafında yer alıyor.

Uzak Doğu

Doğuya baktığımızda haritanın Tibet’in tamamını ve Moğolistan’ın küçük bir kısmını içerecek şekilde genişlediğini ve yeni kültür ve inançların oyuna dahil edildiğini görüyoruz!

Tibet’le başlayacak olursak, oyundaki iki başlangıç tarihinde de Tibet İmparatorluğu’nun uzun zaman önce yıkılmış olduğunu görüyoruz. Farklı inanç ve kültürlere mensup çeşitli hükümdarlar Tibet Platosuna yayılmış durumda. Bölgedeki en önemli iki inanç ise Bön ve Nangços inançların. Bunların ikisi de Budizm’e bağlı olsa da farklı Tibet gelenek ve göreneklerini kapsıyorlar.

Moğolistan ise Tibet’in aksine her iki başlangıç tarihinde de büyük ve etkin bir güce ev sahipliği yapıyor. 867’de bölgeye Kırgız Hanlığı, 1066’da ise Büyük Liao hükmediyor. Bölge hem Baykal Gölünü hem de Karakurum’u içeriyor.

Tibet ve Moğolistan’a genişleyince güneyde ufak küçük bir boş alan kaldı. Burayı da boş bırakamayacağımızdan Martaban Körfezine kadar inip Burma’yı ekledik ve bölgeyi yeni baronluk ve kontluklarla doldurduk. Burada iki ilgi çekici başlangıç seçeneğimiz var. 1006’da Pagan Krallığı’nın hükümdarı olan Anoratha ile oynayabilirsiniz. Güneydeki Mon krallıklarını da ele geçirdikten sonra bölgenin çoğuna hükmedip Hindistan’a doğru ilerleyebilirsiniz! Alternatif olarak ise 867 yılında henüz küçük ama zengin olan Pagan Krallığı ile başlayarak benzersiz Ari Budizmi oynanışını deneyimleyebilirsiniz.

Burada günlüğe nokta koyacağım. Yoksa bütün gün görsel paylaşımı yapmam gerekecek. Es geçtiğim önemli bölgeler olduğunu düşünüyorsanız bana bildirin. Belki başka görseller de paylaşırım.