Gılgamış destanının ana karakteri olan Gılgamış’a dair pek fazla bir şey bilinmiyor. Destanda Gılgamış Uruk isminde bir şehrin kralı olarak tanıtılıyor, yarı tanrı yarı insan özelliklere sahip olan Gılgamış, destanda çeşitli ve tanrılarla hatta Nuh tufanından canlı kurtulmayı başarabilmiş bir bilgeyle tartışıyor.
Tarihçiler Gılgamış’ın gerçek bir insan olduğu konusunda hemfikir, destanda bahsedilen diğer kişilerin milattan önce 2800 ila 2500 yılları arasında bölgede gerçekten varolduğuna dair çeşitli referanslar mevcut. Sümer Krallarının Listesi ismindeki antik bir yazıtta Gılgamış’ın Uruk kentini 126 yıl boyunca yönettiği belirtiliyor.
Özel Birim : War-Cart
Sümer şehir devletleri arasında sürekli bir şekilde savaş yaşanması bu şehir devletlerinin zaman içerisinde birbirlerine karşı üstün gelme hırsıyla yeni icatlar ortaya çıkartmasını sağladı. Bu icatlardan bir tanesi War-Cart. Bu savaş arabaları tahtadan tekerleklere sahipti ve genellikle balta veya mızrak taşıyan iki askere sahip olurdu. Her ne kadar bu savaş arabalarının varlığı tartışma konusu olmasa da, bu savaş arabalarının amacı günümüzde hala tartışma konusudur. Kimileri bu savaş arabalarının gerçekten savaşta kullanıldığını düşünürken kimileri sadece askerleri savaş alanına taşımak için kullanıldığını savunur.
Özel Geliştirme : Ziggurat
Mısır kaba kaba piramitler inşa ede dursun, Sümerler çok daha hoş görünen Ziggurat isminde yapılar inşa ediyordu. Bu yapılara dair en erken kalıntıların milattan önce 3 bin yılına ait olduğu düşünülmektedir. Tabi ki bu binaların hiçbiri günümüze kadar gelebilmiş değildir, ancak bazılarının – özellikle Babil kentinde bulunan ve Marduk ismindeki bir tanrıya ithaf edilen Ziggurat’ın devasa boyutlarda olduğundan bahsedilmektedir. Hatta bir söylentiye göre bu Zigguratlar Tevrat’ta geçen Babil Kulesinin ta kendisidir.