Victoria 3 geliştirici günlüklerinde bu hafta kara ordularına dair bilgiler veriliyor.
Herkese merhabalar, bugün savaşın ana mekaniklerinden bahsediyor olacağız. Cepheler, Generaller, Taburlar, Seferberlik ve daha birçok konuyu irdeleyeceğiz. Konuya girmeden evvel, geçtiğimiz haftanın geliştirici günlüğünde bahsettiğimiz Victoria 3’ün savaş tasarım ilkelerini hatırlayalım.
- Savaş Diplomasinin Devamıdır
- Savaş Stratejik Olmalı
- Savaş Maliyetli Olmalı
- Hazırlığın Önemi
- Donanmanın Önemi
- Savaş Değişir
Günlüğe başlamadan önce, aşağıda bahsedeceğimiz bazı mekaniklerin halen yapım aşamasında olduğunu hatırlatmak isterim. Geliştirici günlüğünde gördüğünüz ekran görüntüleri hiçbir zaman nihai ürünün görünümü şeklinde görülmemeli, bu günlükte bu durum bir kez daha geçerli. Karşılaşacağınız bazı ekran görüntülerinde basit çizimler yer alırken, bazılarında çıkış öncesi değişikliklere uğrayacak oyun içi ekran görüntüleri yer alıyor. Bunun sebebi, daha önceki günlüklerde bahsettiğimiz üzere Victoria 3’ün ekonomi, siyaset ve diplomasi odaklı bir oyun olması. Savaş bu 3 sistemi birbirine bağlayan, destekleyici bir sistem görevi görüyor ancak askeriye sistemine geçmeden evvel bu 3 sistemin oturmuş olması gerekiyor. Buna ek olarak, diğer Paradox oyunlarındaki sistemlere nazaran sahip olduğumuz farklılıklar, diğer mekaniklere nazaran çok daha fazla zaman harcamamıza sebep oluyor. Çıkışa doğru yaptığımız değişikliklerden tekrar bahsedecek, çıkıştaki görüntüye daha yakın ekran görüntüleri paylaşacağız.
İlk olarak sizlere Cephelerden bahsetmek istiyorum. Victoria 3’te harita üzerinde ordu kontrol etmektense, Generaller aracılığıyla bu orduları cephelere atayacaksınız. Tüm muharebe cephede gerçekleşecek, muharebeyi kazanan Cepheyi düşman hatlarına doğru ilerletecek.
Cepheler, iki ülke Diplomatik Oyunda karşı karşıya geldiğinde otomatik olarak oluşturuluyorlar ve bu iki ülkenin sınırında bulunan toprakları kapsıyorlar. Cepheler her zaman iki ülke arasında kuruluyor fakat bir Cepheye birden fazla General gönderilebiliyor.
Oyunun mevcut sürümünden bir ekran görüntüsünü inceleyelim.
Texas-Utah Cephesi. Bu Cephe 1835 yılnıdaki Texas Devrimine ait. Bu cephede Texas’tan 2 General bulunuyor: İlerleme Emrine sahip Samuel Houston ve Savunma Emrine sahip William Travis. Meksika’nın tarafında ise Jose de Romay 10 Taburla birlikte ilerliyor. Her iki tarafın da 4 yıldıza sahip olması, dünyanın en iyisine nazaran savaş becerilerinin oranını ifade ediyor. Ekran görüntüsünde Meksika ve Texas 40 Saldırı ve 35 Savunma ile berabere kalmış vaziyetteler. Meksika’nın tarafından bakıldığında, bu Cephede küçük bir avantaja sahip ve bu Cephedeki bir muharebeyi kazanmış durumdalar.
Yukarıda bahsettiğimiz gibi, bu görseller ve diğer içerikler henüz tamamlanmış değil. Henüz ekleyeceğimiz daha çok parametre, hazırlayacağımız daha çok arayüz ve ekleyeceğimiz daha çok görsel efekt var. Bugün gördükleriniz size fikir verecektir fakat çıkışa doğru tüm mekaniklerin tekrar üstünden geçiyor olacağız. Bu sebeple bu gördüklerinizi oyunun çıkışındaki hali olarak düşünmeyin.
Savaşın seyrini cephenin canı ve durumundan takip edebileceksiniz. Cephede düşmana nazaran daha fazla birime sahipseniz çok iyi, düşman bölgesine ilerlediyseniz harika, düşman bölgelerine ilerleyen askerleriniz hem ikmal hem de moral sıkıntısı çekiyorsa, işte bu pek iyi değil.
Oyunun son dönemlerindeki çatışmalarda yüzbinlerce ve belki de milyonlarca askeriniz olabilecek. Bu kadar kalabalık bir orduyu yönetmeniz zor fakat aktif Cephe sayısı her zaman yönetilebilir miktarda olacaktır. Buradaki tasarım felsefemiz, Nüfusların ekonomi modeliyle aynı. Oyunun uygun bir tempoda oynanabilmesini, sürekli bir şekilde durdurmaya gerek olmamasını, bu esnada da Nüfus simülasyonunun her ayrıntısını yansıtmayı amaçlıyoruz. Savaşlar singleplayerda küçük sınır çatışmaları olabileceği gibi, multiplayerda tüm Büyük Güçlerin katılım gösterdiği bir dünya savaşı dahi olabilir. Cephe sistemiyle tüm Askerleri ve Subayları, en ince ayrıntısına kadar yansıtıp, oyuncunun strateji arayüzü üzerinden onları etkilemesini sağlıyoruz. Tıpkı Binaların ekonomi arayüzü veya Çıkar Gruplarının siyasi arayüzü gibi, Cephe arayüzünde Generaller üzerinden savaşan askerleri tekil Nüfus bazında görüntüleyebileceksiniz.
Yıkıcı bir muharebenin ardından Texas Kışlaları cepheye gönderecek asker arayışı içerisinde.
Cephelerdeki Askerleri ve Subayları komuta eden karakterlere General adı veriliyor. Her ülke oyuna bir veya birkaç Generalle başlayabiliyor. Bunların birçoğu tarih kitaplarında rastladığınız isimler ve dilemeniz takdirde daha fazla General sahibi olabiliyorsunuz.
Generaller Stratejik Bölge bazlı işliyorlar ve Komuta Limiti dahilinde o bölgede mevcut birlikleri yönetiyorlar. Komuta Limiti kademelerine göre belirleniyor ve 1 ila 5 yıldız arasında değişebiliyor. Eğer aynı Stratejik Bölgede birden fazla General bulunuyorsa, askerler Komuta Limitleri oranında bölünüyor. Askerî operasyonları yönetmek bir hayli komplike olabilir ve bunu yansıtmak adına her General bakım maliyeti olarak Bürokrasi harcamanıza sebep oluyor. Generalleri dilediğiniz gibi terfi ettirebiliyorsunuz, yüksek kademe Generaller daha fazla birimi daha etkili bir şekilde yönetirken, daha fazla Bürokrasiye maloluyor.
Ülke Liderleri ve Çıkar Grubu Liderleri gibi, Generaller de güçlü ve zayıf alanlarını belirleyen Özelliklere sahip olabiliyor. Bu durum Amiraller için de geçerli. Bu Özellikler karakterin neler yapabileceğini belirleyip, komutası altındaki birliklere, Cepheye ve katıldıkları muharebelere çeşitli etkilerde bulunuyorlar.
Her karakter farklı etkileri bulunan Kişilik Özelliğine sahip. Örneğin Zalim General özelliği düşmanın daha fazla zayiat vermesine sebep olurken, Karizmatik General özelliği ikmal sıkıntısı dahi çekse birimlerinizin morallerini yüksek tutmalarını sağlayabilir.
Karakterler aynı zamanda bulundukları makama has Yetenek Özelliği edinebilirler. Örneğin Generaller Orman Arazisi Uzmanı özelliği edindiğinde, komutası altındaki birlikler Orman ve Vahşi Orman arazi türünde daha etkili bir şekilde savaşabiliyor. General Mühendis özelliğine sahipse, birliklerinin Savunması güçleniyor. Yeni edindiğiniz Generaller bu özelliklerden birine sahip olacak, savaştıkça ve yaşlandıkça daha fazla özellik edinebilecekler. Birçok Yetenek Özelliği kendi içerisinde kademelere sahip, bu da farklı seferlerde görev almış Generallerin zaman içerisinde yeteneklerini geliştirebileceği anlamına gelecek.
Karakterler aynı zamanda olaylar veya zamanın akışı neticesinde Durum Özelliklerine sahip olabilecek. Bunlar genellikle karakterin sağlığını etkileyecekler fakat onların popülaritesini veya basit sorumluluklarını yerine getirebilmelerini etkileyebilecek. Travma Sonrası Stres, bu şekilde edinilebilecek Özelliklere bir örnek.
Bu arkadaş (tam ismini yazamayacağım) Doğrudan özelliğine sahip, Açık Arazide birlik yönetmeyi tercih ediyor ve muharebe alanında usta bir Ölçümcü. Kendisi aynı zamanda son çatışmalardan birinde Yaralanmış.
Tüm karakterler gibi Generaller ve Amiraller de Çıkar Gruplarına bağlı olabiliyorlar. Bu çıkar grubu her zaman olmasa da genellikle Ordu olacaktır. Ülke Liderleri ve Çıkar Grubu Liderleri için bu siyasi bağlılık makulken, Generaller ve Amiraller için neden böyle olduğu aklınıza takılabilir.
Sanayileşme ve devrimlerin yanı sıra, 19. yüzyıl siyasi ve askerî makamların iç içe geçmeye başladığı bir dönemdi. Başkentten çok uzakta, az bir iletişim imkanına sahip Generaller ve Amiraller çok ciddi miktarda asker ve silah gücüne sahipti. Bu durum sadece onların daha özerk bir şekilde hareket edebilmelerini değil, aynı zamanda jeopolitik bir güç edinmelerini ve başarılı bir sefer sonrası ülkelerine döndüklerinde popüler bir figür haline gelmelerine sebep oluyordu. Bu sebeple Victoria 3’te hangi generali terfi ettirip hangisini emekli ettiğiniz tercihi – her ne kadar liyakat esaslı olması gereken bir karar olsa da – kimi zaman iç güç dengeleri gözetilerek verilebilecek bir karar halini alıyor.
İlk olarak, bu karakterler direkt olarak Çıkar Gruplarının Siyasi Gücüne etki ediyorlar, bu da onların Nüfuzunu belirliyor. Bu etki kademeleri doğrultusunda gerçekleşiyor dolayısıyla bir Generali terfi ettiğinizde, onun bulunduğu Çıkar Grubunun Nüfuzunu da arttırmış oluyorsunuz.
Eğer General biraz fazla ön planda hareket ediyorsa veya 79 yaşında olup birçok negatif Durum Özelliğine rağmen bir türlü ordudan elini çekmiyorsa, onları zorla emekliliğe çıkartmak isteyebilirsiniz. Bu durumda Çıkar Grubunun Onay seviyesi etkilenir, zira sahip oldukları siyasi gücün bir kısmını ellerinden almış olursunuz.
Son olarak, eğer bir Çıkar Grubu devrimci olursa – ki bundan farklı bir günlükte bahsedeceğiz – Çıkar Grubundaki Generaller ve Amiraller de size düşman olacaktır. Örneğin askeri dehaya dönüşen basit bir çiftçinin oğlu, gün geldiğinde Çiftçi İsyanında sizin karşınızda yer alabilir.
Komutanlar çeşitli olayların da ilgi odağı olabilir, bu olaylar kendi hareketlerinin yanı sıra sizin sebep olduğunuz durum neticesinde tetiklenebilir. Bu olaylarda aldığınız kararlar farklı şekillerde ülkenizi etkileyecektir.
Hem Generaller hem de Amiraller takip etmekle sorumlu oldukları Emirlere sahip olabilirler. Amiral Emirlerinden önümüzdeki hafta bahsedeceğiz, General Emirleri gayet basit:
- Hazır Ol: General mevcut Cepheyi terk ederek evine döner, komuta ettiği birimleri evi olan bölgenin Garnizon kuvvetlerine katarak düşman ilerleyişini yavaşlatır.
- Cephede İlerle: General birliklerini toplayarak Cepheye ilerler ve düşmana saldırılar düzenleyerek ilerlemeye çalışır.
- Cepheyi Savun: General birliklerini toplayarak Cepheye ilerler, düşmanın saldırılarını karşılamaya ve savuşturmaya çalışır.
Bu emirler Generalin Özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleştirilmeye çalışılabilir. Bu da harekatlerda farklı birim kompozisyonlarını ve muharebe şartlarını doğurabilir. Örneğin Pervasız bir General, komutası altındaki birliklere Saldırı esnasında bonus verirken, muharebe sonrasında verilen zayiatın daha az bir oranı orduya geri katılabilecektir. Buna ek olarak pervasızlığı muharebede Riskli Manevra yapmasıyla sonuçlanabilir, bu da dahiane bir hamle olabileceği gibi, net bir felaketle sonuçlanabilir. Eğer daha güvenli bir yol izlemek istiyorsanız, Cephede Dikkatli Özelliğine sahip, ikmal sıkıntısı çekmeyen bir General görevlendirebilirsiniz. Tabii bu yaklaşım bir önceki kadar prestijli olmayabilir.
Cephede İlerle emrine sahip Generaller, ilerleyerek savaş hedefi olarak belirlenen eyaletlerin ele geçirilmesini amaçlar fakat bu doğrultuda izlenen rota savaşın seyrine ve arazi şartlarına göre değişiklik gösterebilir. Muharebenin seyrini değiştirmek için oyuncunun farklı öncelikler oluşturabilmesini, bu şekilde kendi stratejisini daha net bir şekilde yansıtabilmesini istiyoruz. Bu mekanik henüz oyunda değil fakat oyuna eklemek istediğimiz şeylerin başında geliyor.
İlerleme veya Savunma emri verilmiş Cepheler sadece sizin değil, kara veya deniz yoluyla ulaşabilmeniz durumunda savaşa katılmış bir başka ülkenin Cephesi de olabilir. Örneğin Prusya, Finlandiya’nın Rusya’ya karşı Bağımsızlık Savaşına destek oluyorsa, Generallerinden birkaçını Finlandiya-Rusya Cephesine göndererek Finlandiya’nın işini kolaylaştırabilir, bu esnada Rusya’nın savaş desteğini hedef alabilir. Bunu yapmak için Baltık Denizi’ni geçerek Finlandiya’ya asker göndermesi gerekir, bu da deniz desteğine ihtiyaç duyduğu anlamına gelir. Deniz desteği özelliğinden önümüzdeki hafta bahsediyor olacağız.
Seferberlik halinde olmamaları durumunda Generallere Emir verilemez. Barış zamanında tüm Generaller 19. yüzyılda boş zamanlarında ne yapıyorlarsa onu yaparlar (muhtemelen bol miktarda şarap tüketip, kirli ilişkiler kurmakla ve hükümetlerine karşı entrikalar kurmakla meşgul olacaklar) öte yandan komutaları altındaki birlikler belli aralıklarla talimler gerçekleştirecek. Diplomatik Oyun başladıktan sonra, bir ülke savaşa girdiğinde tüm Generalleri için seferberlik ilan edebilecek, bu eylem askeri binaların tüketimini (silahlar, mermiler, top vs.) arttırıp, Generallerin birliklerini cepheye taşıması için hazırlanmaları anlamına gelecek. Birliklerin hazırlanma hızları bulundukları eyaletin Altyapı seviyesine göre belirlenecek, yüksek Altyapıya sahip eyaletler daha kalabalık orduları daha hızlı bir şekilde hazır hale getirirken, düşük Altyapıya sahip eyaletlerde bu eylem daha çok zaman alacak.
Bu da, savaşta edindiğiniz başarıda ne zaman seferberlik ilan ettiğinizin, kaç General ve kaç tabura seferberlik emri verdiğinizin büyük önem taşıdığı anlamına geliyor. Karşı tarafı gafil avlarsanız, birkaç zaferle savaşın seyrini belirleyen taraf olabilirsiniz. Seferberliğin büyüklüğü Diplomatik Oyun esnasında görülebiliyor, bu şekilde 2 bilgi vermiş oluyorsunuz; birincisi ne kadar ciddi olduğunuz, ikincisi bu müzakerenin barışçıl yollarla çözülme ihtimaline olan inancınız. Son ana kadar seferberlik ilan etmekten kaçınmanız, ihtiyaç duyduğunuz ana kadar para ve can kaybını önleyebilir fakat aynı zamanda savaşı kaybetmenize de sebep olabilir.
Seferberlik emri alan Generaller, savaş bitene dek bu emri sürdürürler. Birliklerinizi savaşa hazırlamaya başladığınızda, barış imzalanana kadar muharebe alanında olacaklardır. Eğer savaştan istediğinizi edinmeniz uzun sürüyorsa, zaman içerisinde harcamalarınız potansiyel kazanımlarınızın ötesine geçebilir.
Ordu arayüzünün yapım aşamasındaki hali, burada tüm kısayollarla birlikte Generallerinizi görüntüleyebiliyorsunuz. Bu ekran görüntüsünde uzun isimli General seferberlik halinde (yani aktif), bu durum ordusunu cepheye götürmeye hazırlandığı anlamına geliyor, bu da mal tüketimini ve yıpranmayı arttırıyor.
Ordular Taburlardan oluşuyor, Taburlar Asker veya Subay Mesleğine sahip 1000 kişilik İşgücünden meydana geliyor. Diğer Nüfuslar gibi, bu Nüfuslar da bir Binada, Kışlada veya Askere Alım Merkezlerinde çalışıyorlar. Kışlaların kendiliğinden inşa ediliyor ve ülkenin kalıcı ordusuna ev sahipliği yapıyor, öte yandan Askere Alım Merkezleri Diplomatik Oyun veya Savaş neticesinde aktifleşiyor ve sivil Nüfusu geçici askerî hizmete yönlendiriyor. Kışlalar, özellikle oyunun son dönemlerinde açılan pek çok farklı Üretim Yöntemine sahip. Ordunuzda profesyonel ve acemi askerlerin oranı Ordu Model Yasanıza göre belirleniyor, bu mekanikten önümüzdeki haftalarda bahsedeceğiz.
Bu iki binadaki Üretim Yöntemleri diğer binalarla benzer bir şekilde işliyor: belli Mesleğe sahip Nüfusları işe alıp, belli etkileri aktifleştirmek için mal tüketiyorlar. Bu örnekte Asker ve Subayları işe alıyorlar, askerî mallar tüketip, Saldırı ve Savunma gibi farklı askerî özelliklere sahip Taburlar üretiyorlar.
Askerî binalar fabrika ve çiftlik gibi diğer binalarla aynı şekilde çalıştığı için, Pazar Erişimi, Mal Eksikliği, Mesleki Yeterlilik gibi unsurlardan da aynı şekilde etkileniyorlar. Eğer Kışlanızda Zırhlı Tümenlerle desteklenen bir Tabur üretimi yapıyorsanız fakat yeteri kadar Tanka sahip değilseniz, üretim yavaşlayacak, hem Savunma hem de Saldırı değerleri düşecektir. Eğer Taburlarınız için yeteri miktarda Subaya sahip değilseniz, yeni üretim durma noktasına gelebilir. Yeni bir top araştırmış olmanız veya ordunuzu daha iyi organize etmenin yollarını açmış olmanız bunların direkt olarak ordunuza uygulandığı anlamına gelmiyor, eğer bölgedeki altyapı yetersizse, gerekli malların maliyeti astronomik seviyelere ulaşabilir.
Üretim Yöntemlerinde yaptığınız geliştirmelerin uygulanması zaman alır. Tüketim farkları anlık olarak uygulansa da, muharebe etkisinin yansıması için beklemeniz gerekecektir. Barış zamanında askerî harcamaları minimumda tutup, Napolyon öncesi doktrinleri benimsemek ekonominiz için faydalı olabilir fakat savaşa hazır olmak ve Prestij açısından pek de isabetli olmaz, özellikle Prestij seviyeniz ordunuzun büyüklüğü kadar gelişmişliği ile de yakından ilişkilidir.
Tabur/Garnizon listesi. Çizimler Tabur kültürüne göre (askeri binadaki Nüfuslar doğrultusunda) ve teknoloji seviyesine göre (binada kullanılan Üretim Yöntemi doğrultusunda) belirleniyor. Bu birlikleri tam liste şeklinde görüntüleyebiliyor, Taburu destekleyen askerî binaya geçiş yapabiliyorsunuz.
Tüm bunlar nihayetinde Muharebelere bağlanıyor. İlerleyen Generaller yeteri kadar asker topladıktan sonra Cephedeki bir düşman eyaletine ilerliyorlar, burada savunan birliklerle ve muhtemelen düşman Generali ile karşı karşıya geliyorlar. Taraflardan biri yeteri kadar zayiat verip geri çekilene kadar muharebe gerçekleşiyor. Muharebelerin işleyişinden önümüzdeki bir günlükte daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz fakat Taburlar, bazıları Generaller, bazıları ise arazi ve şans tabanlı çeşitli koşullar neticesinde birbirleriyle çarpışıyorlar. Eğer ilerleyen taraf kazanırsa, zaferlerinin büyüklüğü, sahip olduğu teknolojiler, düşman güçlerinin dağınıklığı gibi hususlar neticesinde belli başlı bölgeleri ele geçiriyorlar. Eğer savunan taraf kazanırsa, ilerleyen tarafı defetmeyi başarmış oluyorlar ve avantajlı bir şekilde karşı saldırıya geçebiliyorlar.
Burada bahsedilmesi gereken önemli bir husus, bir tarafta 100 Tabur yöneten, diğer tarafta ise 20 Tabur yöneten bir Generalin bulunması durumunda muharebenin sonucunun daha başlamadan belli olma noktasında olmadığı. Cepheler çok geniş bir alanı kapsayabildikleri için, bir Generalde 100 Tabur olması, Generalin beraberinde 100 bin askerle hareket ettiği anlamına gelmiyor. Bu taburlar Cepheye yayılmış halde oluyorlar, dolayısıyla her muharebenin sonucu farklı olabiliyor. Buna ek olarak aynı Cephede dost Generallerin komutası altındaki Taburlar, muharebelerde ödünç alınabiliyorlar. Hatta seferberlik altında olmayan Generallerin komutasındaki Taburlar dahi (bölgenin Garnizonu altında sayıldıkları için) saldırılara karşı savunma faktörü olarak kullanılabiliyorlar. Bu noktada önemli olan husus, bizzat Generalin komutası altında olmayan Taburların, onun özelliklerinden faydalanmaması.
Muharebelerin değişebilen büyüklükleri, seferberlik maliyetiyle birleştiğinde “doomstacking” adı verilen stratejinin boşa çıkmasını ve savaşların bir yarıştan ziyade karşılıklı çekişme halinde geçmesini sağlıyor. Taraflar olabildiğine temkinli yaklaşıp küçük avantajlar edinmeye veya masraftan kaçınmayıp zafer için her şeyi seferber etmek arasında bir karar veriyor ve farklı koşullar, bu iki nokta arasındaki her stratejiyi makul kılabiliyor.
Önümüzdeki haftalarda, askerî binaları incelerken muharebe özelliklerinden daha ayrıntılı bir şekilde bahsediyor olacağız. Aynı şekilde Muharebelerin işleyişi ve haritadaki görünüme de tekrar değineceğiz. Bunları size anlatmak için sabırsızlanıyoruz fakat oraya gelmeden evvel görsel anlamda biraz daha ilerleme katetmemiz gerekiyor.
Kara savaşları kabaca bu şekilde. Önümüzdeki iki günlükte bu sistemde donanmaların işleyişinden ve savaşın ekonomik ve insani maliyetinden bahsedeceğiz. Günlüğe son vermeden evvel, savaş mekanikleri için gösterdiğiniz sabra minnettar olduğumuzu belirtmek istiyorum. Öncesinde ekonomik, siyasi ve diplomatik mekanikleri anlatmasaydık, askeriyede izlediğimiz bu farklı yolu neden yaptığımızı anlatmak çok daha zor bir hal alabilirdi.
Önümüzdeki hafta donanmalardan bahsedeceğiz. Takipte kalın.
allahım ne olur crusader kings 3 grafikleri ile gelsin, amin