Stellaris için MegaCorp eklentisi beraberinde 2.2 “Le Guin” yamasıyla birlikte 2 gün önce çıktı. Bu eklentiyi Strategyturk Twitch kanalında çıkış öncesi 3 gün boyunca deneme fırsatı edinmiştik. Bu yazıda sizler için hem MegaCorp eklentisi hem de 2.2 yamasını inceleyeceğiz.
Stellaris’in Sonsuz Cepheleri
Stellaris’i tasarımsal olarak diğer Paradox oyunlarından ayıran en büyük özelliği ve belki de ayrıcalığı oyunun yapısı gereği içeriklerinin tarihi çizgilerle kısıtlanmaması. Bu da Stellaris’in “hayalgücü” el verdiğince aklınıza gelebilecek her türlü kurguya ev sahipliği yapabileceği anlamına geliyor. Her ne kadar bu zamana kadar eklenmiş içeriklerin birçoğunda gerek tarihten gerekse çeşitli bilim kurgu yapıtlarından ilham alındığı bariz unsurlarla karşılaşsak da, Paradox’un diğer tarih üzerinden ilerleyen oyunlarından farklı olarak Stellaris’in topraklarını genişletebileceği sonsuz cephelere sahip olduğunu söylemek mümkün.
MegaCorp eklentisinde gezegenin kontrolünü ele geçirip yıldızlararası seyahat noktasına gelen ve galaksiye yayılmaya başlayan farklı kategorilerde şirketlerle oynayabiliyoruz. Stellaris’in bu sonsuz cephelerinin bir diğer etkisi bir sonraki eklentinin konusunun, içeriğinin tahmin edilebilirliğini azaltması. Beklenmedik fikirler ve onların getirdiği heyecan Paradox oyunlarının eklentilerinde uzun süredir ihtiyaç duyulan unsur olabilir.
Refah, İşbirliği ve Kâr
Mega Şirketler oyuna MegaCorp ile birlikte eklenen “şirket” otorite seçeneğini kullanan yeni bir imparatorluk türü. Bu özel otorite yönetim kapasitenizi bir miktar yükseltirken bu kapasiteyi aşmanızın negatif etkilerinin daha güçlü olmasını sağlıyor, buradan Mega Şirketlerin özellikle başlangıçta yönetim kapasitesi olarak daha avantajlı olduğunu, ancak bu kapasiteyi aşmaması gerektiğini, dolayısıyla hızlı bir başlangıç sonrasında nispeten daha “tall” denebilecek bir oynanışa teşvik edildiğini anlıyoruz.
Oyunda klasik şirket yönetiminin dışında iki adet “daha farklı yapıda” şirket seçeneğiniz var, bunlardan birincisi suç örgütü, diğeri ise daha dini tarikat yapısında bir yapılanma. Şirket mekanikleri gereği bu farklı kategorilerin de nihai amacı para kazanmak, ancak oynanışsal farklılıklar çerçevesinde bunu biraz daha farklı gerçekleştiriyorlar diyebiliriz. Bu şirketlerin en büyük özelliği başkalarının gezegeninde şubeler açabilmeleri. Eğer suç örgütü değilseniz bu eylemi gerçekleştirebilmek için ilgili imparatorlukla bir antlaşma imzalamanız gerekiyor, bu da ilgili imparatorlukla ilişkinizin iyi olması gerektiğini gösteriyor. Bu şubelerde 25, 50, 75 ve 100 nüfuslarında hem şube sahibi şirket hem de şubenin bulunduğu imparatorluğa faydalar sağlayabilen binalar yapabiliyorsunuz.
Öte yandan eğer Criminal Heritage özelliğini seçtiyseniz ve biraz daha mafyatik bir şekilde işlerinizi yürütüyorsanız buradaki işleyiş daha farklı. İlk olarak başkalarının sistemlerinde şube kurmak için izin almanıza gerek yok, öte yandan bu şubelerden ne kadar para elde edeceğiniz şube açtığınız gezegendeki suç oranına göre belirleniyor. Siz de aynı normal şirket gibi binalar yaparak bu suç oranını arttırabiliyorsunuz. Suç oranının yükselmesi yapayzekayı yeni gezegen/iş sisteminde Enforcer iş imkanı sağlayan binalar yapmaya ve buraya nüfus atamaya zorluyor. Özellikle çıkış öncesi Gala yayınımızda suç örgütü olarak oynadığımız için bu kısmı biraz daha geniş tutacağım.
Suç ve “Enforcer”
Gezegen sistemi değişikliklerinden incelemenin sonunda 2.2 yamasını değerlendirdiğimiz kısımda daha ayrıntılı bir şekilde bahsedeceğiz ancak bu kısımda bizi ilgilendiren husus gezegenlerdeki suç ve istikrar yüzdeleri. Bu yüzdeler 0 ila 100 arasında değişiklik gösteriyor, suç oranının yüksek olması bu oranı daha da yükseltebilecek bazı eventleri tetikliyor, öte yandan istikrar seviyesinin 50’den düşük olması işlerin kötü gidebileceği, halkın isyan edebileceği anlamına geliyor.
Suç örgütü türündeki şirketlerin kârlarını gezegenlerdeki suç seviyelerine bağlı elde etmesi, ironik bir şekilde şube açacakları gezegenlerde daha seçici olmalarına sebep oluyor.
Suç örgütü bir şirketle şube kurmak için antlaşma imzalamanızın gerek olmaması, her yerde şube kurmanızın makul olduğu anlamına gelmiyor. Oyunda suç seviyesiyle başetmek oldukça kolay, 1 Enforcer bu yüzdeyi 25 azaltıyor, dolayısıyla parayı da suç seviyesinden kazandığınız için suç örgütü olarak oynarken şube kurduğunuz gezegenlerin nüfusuna bakıp 25 nüfusta açılan ilk binayı yapabilip yapamayacağınızı kontrol ediyorsunuz. Dolayısıyla ironik bir biçimde bu da suç örgütü olarak oynadığınızda gezegenlerde daha seçici olmanıza sebep oluyor.
Oyun içerisinde şirket özelliklerinden ne raddede yararlanabileceğiniz büyük oranda şansa dayalı. Diğer şirketlerin gezegenlerinde, robot imparatorluklarında ve “default” sayılmayan Fallenlar ve çeşitli oyun sonu krizi ülkelerinde şube açamıyorsunuz. Sadece bunlar da değil, bir başka şirketin şube kurduğu gezegenlere de şube açma şansınız (meseleyi savaşa götürmedikçe) yok, dolayısıyla MegaCorp’un bu noktada esasen şirket yapısının doğasında yer alan “rekabet” ruhunu oyuncuya hissettirmede yetersiz kaldığı görülüyor. Öte yandan diğer imparatorlukların sırf yapıları itibariyle şube mekaniğiyle zıt düşmesi (örneğin robotlar) suç örgütleri gibi bu şubeleri karşıdaki ülkeyi zayıflatma için de kullanabilen şirketlerin yegane özel mekaniğinin anlamsızlaşmasına sebep oluyor.
Suç örgütünün yanı sıra, Gospel of the Masses özelliğini seçmeniz durumunda gezegenlerden elde ettiğiniz kâr maneviyatçı (spiritualist) nüfus oranına göre belirleniyor ve gezegenlerdeki bu oranı yükseltmeye yönelik binalar yapabiliyorsunuz, bu da galaksideki diğer uygarlıkların etikleri doğrultusunda yine büyük oranda şansa dayalı bir oyun tecrübesini beraberinde getiriyor. Eğer hemen yanıbaşınızda maneviyatçı bir imparatorluk varsa ve onla iyi ilişkilere sahipseniz lotoyu tutturmuş oluyorsunuz, eğer yanınızda tam tersi bir biçimde maddeci, materyalist bir imparatorluk varsa onların gezegenlerindeki nüfusa yaptığınız etki pek hoş karşılanmayabiliyor.
Peki ya nasıl kazanıyorsun?
Strateji ailesinin nispeten uzak akrabalarından kart oyunlarında yapılmış her deste için sorulabilecek soru: Peki ya nasıl kazanıyorsun? Destenize eğlenceli kartlar koyabilirsiniz, rakibi şaşırtacak kartlar koyabilirsiniz, birbiriyle sinerjiye sahip çeşitli kartlar koyabilirsiniz. Ancak her destenin bir “win condition”u, o desteye “maçı kazandıran” yolları vardır ve bu yollar illa destenin eğlenceliliğiyle, sinerjisiyle veya diğer yönleriyle bağlantılı olmak zorunda da değildir. MegaCorp’taki şirket özelliklerinde de bunu görmek mümkün ve bu Paradox oyunlarındaki bu tarz mekanikler için yeni bir durum değil.
Crusader Kings II’de The Republic eklentisine sahipseniz tüccar cumhuriyetleriyle oynayabilirsiniz, tüccar cumhuriyetlerinin kendilerine has arayüzleri, mekanikleri, çeşitli özellikleri mevcuttur. Bu mekanikler tekil değerlendirildiğinde gayet güzel ve konsept itibariyle uyumlu mekanikler, başkalarının topraklarında ticaret üsleri kurabiliyorsunuz, bu ülke sizin ticaret üssünüzü kaldırmak üzere isterse size savaş açabiliyor, bir bölgede başka tüccar cumhuriyeti üs kurmuşsa savaşa girmedikçe siz orada üs kuramıyorsunuz, tüm bunlar tanıdık geldi mi?
MegaCorp’un şirket mekanikleriyle bir başka benzerliğini daha gösterebiliriz öyleyse, Crusader Kings II’de de başkalarının topraklarına ticaret üsleri kurarak oyunu kazanamazsınız, evet aylık bir miktar altın elde edebilirsiniz – ancak bu elde ettiğiniz altın çoğu zaman “game changer” bir miktar değildir ve ticaret cumhuriyeti ile oynuyorsanız daha çok roleplay odaklı – bölgesel genişlemede çok da gözü olmayan ve oyunun dünyasında devler birbirini yerken nüfuzunuzu en azından ticaret itibariyle olabildiğince yayma peşinde bir oyun oynuyorsunuz demektir.
Aynı durum Europa Universalis IV’te de görülebilir, Europa Universalis IV’te de ticaret birliği mekanikleri ve bunla birlikte ticaret şehri serbest bırakma özellikleri mevcut, ancak Europa Universalis IV doğası gereği genişlemenin daha yapısal bir rol aldığı bir oyun ve Venedik’le veya Ceneviz ile nasıl oynanmalı diye sorduğunuzda alacağınız cevap hiçbir zaman “İtalya’daki devletleri parçalayarak ticaret birliğine ülkeleri topla ve para kazan” değildir, her ikisiyle de İtalya’da – sanki tüccar cumhuriyeti değilmişsiniz gibi – bölgesel genişleme yapmanız gerekir ve bu esnada özel mekaniklerinizden elde ettiğiniz altınlar bu fetihleri kolaylaştırma amacı görür.
MegaCorp’taki şirket mekaniklerinde de birebir aynı durum söz konusu. Evet içerikler ve mekanikler benzerlik gösterse de Stellaris 4X bir oyun, tek bir gezegende başlayıp yayılma, keşfetme ve genişleme üzerine bir doğası var. Ancak en başa dönelim, şirketlerin yönetim kapasitesini aşmasında bundan daha fazla etkilendiğini hatırlayalım. MegaCorp’un getirdiği şirket mekanikleri oyunun belli bir döneminde ilginçlikler sağlayabilir, farklı türdeki şirketlerin farklı şekilde kâr etmeleri oldukça güzel, ancak tüm 4X oyunları daha lineer bir biçimde haritanın, Stellaris örneğinde galaksinin hakimiyetini ele geçirme üzerine sonuçlanır ve Mega Şirketlerin en azından “şirket” doğası şeklinde oynanarak galakside hakimiyetin ele geçirilmesi zor görünüyor.
Pazarlar ve Kervancılar
Her eklentide olduğu gibi MegaCorp’un da ana şirket mekaniğinin yanı sıra oyunun geneline etki eden bazı mekanikleri var, bu mekaniklerden belki de en ilgi çekici olanı galaktik pazar mekaniği. Bu mekanik herhangi bir kaynakta yaşadığınız anlık krizlerde enerji kredisi üzerinden onu elde edebilmenizi sağlıyor, eğer enerji kredisine sahip değilseniz örneğin mineral satıp, enerji kredisi elde edip o enerji kredisiyle ihtiyaç duyduğunuz kaynağı satın alabiliyorsunuz. Bu galaktik markette %30 komisyon alınıyor, eğer market sizin gezegenlerinizden birinde kurulmuşsa veya diplomasi tradition ağacında ilerlediyseniz bu komisyonu nispeten hafifletebiliyorsunuz. Bu sistem anlık sorunlara çözüm üretmek için ideal, ancak tüm ekonominizin açıklarını devamlı bir şekilde markette alım/satım yaparak kapatmanız işin toplamında önemli bir miktarda zarara girmenize sebep oluyor.
Galaktik pazarla birlikte bir de köle pazarı açılıyor, burada köleciler köle satarken, siz dilerseniz köle olarak kullanmak üzere, dilerseniz yemeğe dönüştürmek üzere, dilerseniz de özgürlüklerini verip vatandaş olarak kullanmak üzere bu nüfusları satın alabiliyorsunuz. Buradaki sıkıntılardan birisi köle pazarının aktifleşmeden önce oyun tarafından arz/talep durumunun kontrol edilmemesi. Tıpkı MegaCorp’ta şirketlerle şube açabileceğiniz imparatorluk sayısının şansa dayalı olması gibi, burada da eğer galakside köleci bir ülke yoksa, aktifleşmiş köle pazarını oyun boyunca “boş” görmeniz muhtemel.
Oyununuzda belli bir süre sonra sınırlarınıza “kervancıların” geldiğini görebiliyorsunuz, bu kervancılar bölgelerinize geldiğinde size bir teklif sunuyor. Kervancıların ilginç yönü bu sundukları tekliflerden ziyade, anklavlarla benzer bir biçimde etkileşime girebileceğiniz kervansaraylar. Bu kervansaraylarda “kervancoin” satın alarak bu kervancoin’i kumar makinelerinde ve Reliquary adı verilen bir bakıma lootbox göndermesi kutularda kullanabiliyorsunuz.
Bu lootboxların içinden gezegenlerinize çeşitli bonuslar veren öğeler ve MegaCorp’un fragmanında verilen ipucuna göre “Galatron” isminde özel bir eşya çıkabildiği gibi, şanssız gününüzdeyseniz lootboxun içinden bomba da çıkabiliyor. İlginç bir şekilde bir kervansarayda sadece 6 Reliquary açabiliyorsunuz ve her biri sonrası bir müddet beklemeniz gerekiyor. Öte yandan kervancoinlerinizi sıradan kumar makinesinde ne kadar kullanabileceğinizin bir sınırı yok gibi görünüyor. Bu şekilde 30 bin enerji/30 bin mineral gibi ödüller kazanmanız muhtemel, bu durum yaşandığında galaktik market aracılığıyla ödülü elde etmeden önce sınırı aşmamak için kaynaklarınızı başka bir kaynağa dönüştürmek isteyebilirsiniz.
Ekümenopolis, Yeni Gezegen Sistemi ve Ticaret Rotaları
Bu kısımla birlikte Ekümenopolis özelliği hariç MegaCorp’tan uzaklaşıp onla birlikte çıkan 2.2 “Le Guin” yamasına geçiş yapmış oluyoruz, ancak Ekümenopolis’i anlatmak için mevcut gezegen sistemini bilmek gerek. Eskiden Stellaris’te gezegenler “tile” adı verilen parçalardan oluşuyordu, bu parçaların sayısı gezegenin büyüklüğüne göre belirleniyor, her parçada belli kaynaklar bulunabiliyordu. Bu parçalarda nüfus olması parçadan kaynak elde etmenizi sağlarken, binalar yaparak parçaların kaynak çıkışını güçlendirebiliyordunuz.
Yeni sistemle birlikte bu yukarıdaki paragrafı tamamen unutmanız gerekiyor. Artık gezegenlerde çok daha komplike ve derin bir sistem mevcut. Bu sistemi bölgeler (district), binalar ve işler şeklinde 3 kademede özetlemek mümkün. Gezegeninizde gezegenin büyüklüğüne göre bölgeler bulunuyor, şehir bölgeleri nüfusunuz için yaşam alanı sunarken, enerji kredisi, mineral ve yemek sağlayan 3 ana bölge madenci ve çiftçi gibi ana iş olanakları oluşturarak bu kaynakları üretmenizi sağlıyor. Her 5 nüfusta bir yeni bir bina yapabilir oluyorsunuz, işlerin ilginçleştiği kısım tam olarak burası diyebiliriz.
Bu yaptığınız binalar da tıpkı bölgeler gibi iş imkanı sağlıyor ancak bu iş imkanları çoğu zaman bir kaynağı bölgelerde olduğu üzere yoktan varetmektense, mevcut bir kaynağı başka bir kaynağa dönüştürüyor. Bu sistemin işlemesini sağlamak için oyuna 2 yeni kaynak eklenmiş: alaşımlar (alloy) ve tüketici ürünleri (consumer goods). Oyunda gemi basmaktan yıldız üssü inşasına kadar birçok yerde alaşım öncelikli olarak gereken kaynak, alaşıma dönüştürdüğünüz her mineral kullanımına sebep oluyor bu da artık sadece “şu kaynakta sıkıntım varsa oraya yönelmeliyim” diyemeyeceğiniz anlamına geliyor.
Yeni gezegen sisteminde oyunun orta ve geç dönemlerindeki mikroyu dindirebilecek yegane sistem bu zamana kadar pek de isabetli bulunmamış sektör mekaniği.
Gezegenlerinizdeki iş olanakları arasında bazılarının önceliğini kısarak gerçek zamanlı olarak nüfuslarınızı bir iş kolundan diğerine aktarabiliyorsunuz. Eğer gezegeninizde yaşam alanı ve işsizlik sıkıntısı belirmeye başlarsa bu gezegenin istikrarına zarar veriyor ve isyana kadar ilerleyebiliyor. Tüm bu durum özellikle geniş bir ülkeye sahip olduğunuzda, sağ kısımda işsizlik veya yaşam alanı uyarısı gördüğünüz vakit hangi binayı yapacağınız konusunda bir düşünme ve karar alma mekanizması gerçekleştirmenize sebep oluyor, bu durum oyunun ilk kısımlarında çok sorun yaratmasa da, eş zamanlı olarak 20+ gezegene sahip olduğunuz zaman yorucu bir hal alabiliyor. Burada bu yoruculuğu ve abartı görülebilecek mikroyu ortadan kaldırmak için bu zamana kadar beğenilmemiş eski bir dosta dönüyoruz: Sektörler.
Oyunda sektörler artık otomatik olarak oluşturuluyor, bu durum şanssızlık eseri tek gezegenden oluşan sektörlerinizin olabileceği anlamına geliyor. Oyunda gezegen bazında değil, sektör bazında vali atıyorsunuz ve bu sektörlere belli bir kaynak ayırarak ilgili gezegenlerde işsizlik gibi sorunları yine sizin belirlediğiniz odak noktaları çerçevesinde yapayzekanın çözmesini umuyorsunuz.
Gelelim Ekümenopolis sistemine, bunlar kendilerine has bölgelere sahip özel gezegenler. Bu gezegenlere sahip olabilmek için perklerden Arcology seçeneğini seçmeniz gerekiyor. Stellaris’te özellikle 2.0 ve şu an bahsettiğimiz 2.2 yamasıyla çok sayıda değişiklik yapılsa da, oyunun işleyiş olarak başlangıçtaki haliyle aynı kalan özelliklerinden birisi teknoloji sistemi. Bu teknoloji sistemi oluşturduğu rastgelelik itibariyle olumlu sonuçlar verebilse de, özünde enteresan bir probleme sahip. Oyunda wiki veya dışarıdaki herhangi bir kaynağa bakmadan hangi teknolojiyi açmanızın ileride hangi teknolojinin karşınıza çıkmasını sağlayabileceğini bilmiyorsunuz, bu tamamen tecrübeyle veya “araştırmayla” elde edilen bir bilgi. Bu raddede çözüm illa ki oyun içerisinde %100 transparan bir teknoloji ağacı olması da değil, daha işlevli ve bilgilendirici bir kategori sistemiyle hangi teknolojilerin birbiriyle bağlantılı olduğuna dair ipuçları verilebilir veya oyun içerisinde kademeli bir şekilde açığa çıkan bir teknoloji ağacı olabilirmiş.
Bahsedeceğimiz son mekanik ticaret rotası sistemi, 2.2 ücretsiz yamasının parçası olan bu mekanikle artık şehirleriniz ve bazı özel asteroitlerden ticaret değeri kazanıyorsunuz, amacınız bu ticaret değerini rotalar aracılığıyla ticaret merkezine göndermek. Bunu da yapabilmek için yıldız üslerinizi kapasitede sayılan 2. seviyeye yükseltmeniz gerekiyor. Bu da bir bakıma oyundaki yıldız üssü kapasitenizin ne kadar kapsamlı bir ticaret rotasına sahip olabileceğinizi belirlediği anlamına geliyor. Bu ticaret rotalarında savunma bulunmayan bölgelerde korsanlık seviyesi beliriyor, yüksek korsanlık seviyesine bölge yerlerde fiilen korsan saldırılarına uğrayabiliyorsunuz.
Tüm bunların dışında oyuna MegaCorp ile Arcology harici 2 yeni perk, 3 yeni civic, 4 yeni mega yapı ve 3 yeni danışman sesi ekleniyor.
Nihai Karar
Bu tarz eklentileri yorumlarken beraberinde çıkan ücretsiz yamanın büyüklüğü kimi zaman eklentinin zayıflıklarının görülmesini engelleyebiliyor. 2.2 “Le Guin” yamasına bazı değişikliklerinin getirdiği mikro yoruculuğu çerçevesinde şüpheyle yaklaşılabilir, ancak Stellaris’in en beğendiğim yönü de cesur bir şekilde oyundaki “mevcut sistemler” üzerinde “daha iyilerini yapma amacıyla” değişiklikler yapmaları. Stellaris’te mevcut mekaniklerin üzerine inşa edilen yeni butonlar görmüyoruz, mevcut sorunların üstünü kapatmak için yara bandı çözümler sunulmuyor. Stellaris’te geliştiriciler en başından itibaren “doğru işlemediklerini düşündükleri sistemleri” oyundan kaldırıp yerine sıfırdan bir sistem oluşturuyorlar ve bu -evet kimi zaman eski mekaniği daha çok beğenen oyuncularda hayalkırıklığı yaratsa da- cesur ve takdir edilmesi gereken bir yaklaşım. Tüm bu gezegen yeniliklerinin yanında keşke oradaki mikroyu da alabilecek daha ilginç sektör mekanikleri olsaymış tadından yenmezmiş diye düşünüyorum. Bu da belki de Stellaris’in bu tarz bir yamanın yanında çıkartması gereken eklenti şirketlere odaklanan değil, ülkenin “iç yönetimine” odaklanan bir eklenti olmalıydı dedirtiyor.
MegaCorp ilk bakışta çok etkileyici bir eklenti gibi görünse de, ben MegaCorp’u özellikle Crusader Kings II’nin The Republic eklentisiyle karşılaştırmanın daha doğru olacağını düşünüyorum. Evet MegaCorp daha kapsamlı bir eklenti, oynanışsal farklılıklar içeren 3 farklı şirket türünden sözediyoruz ancak bu şirket mekaniği birçok yönden diğer Paradox oyunlarındaki ticaret birliklerini, tüccar cumhuriyetlerini anımsatıyor. Stellaris’te güçlü ekonomiye sahip olsanız bile galakside bunun faydasını sadece “güçlü filo oluşturmakta” görüyorsunuz. Bu da meseleyi bu nihayetinde diğer tüm imparatorluklarda takip ettiğiniz oynanışa getiriyor. Şirket olarak oynamak oynanış farkları itibariyle oyunun geneline etki eden bir tercih değil, sadece farklı şekillerde yararlanılan küçük mekanikler seviyesinde.
Artıları
- Oynanış farklılıkları içeren, sadece farklı bonuslardan ibaret olmayan farklı şirket türleri.
- Yeni perkler, civicler, mega yapılar ve danışman sesleri.
Eksileri
- Şirketlerin "oyun kazandıracak" mekaniklerden yoksun olması.
- Şirket mekaniklerinden etkili yararlanmanın galaksideki diğer imparatorlukların özelliklerine bağlı olması.
- Şirket mekaniklerinin diğer imparatorluklarca kolaylıkla nötrlenebilmesi.
- Şirketler arası rekabetin yansıtılamaması.