Orta çağ. Batı Roma’nın çöküşü ile başlayan bir süreç ve o güne kadar barbar olarak isimlendirilen kabilelerin göçüyle şekillenen Avrupa kıtasının girdiği, bir diğer adıyla karanlık çağ. Aslında bu çağa Hristiyanlık ve Roma Kilisesi açısından baktığımızda o kadar da karanlık bir dönem olduğu söylenemez. Puvatya Muharebesinde Müslümanların Charles Martel tarafından durduruluşundan Sakson topraklarında Şarlman’ın kanlı fetihlerine, binlerce Hristiyanın katıldığı haçlı seferlerinden İberya’daki Reconquista’ya kadar bu dönem dini açıdan olduğu kadar efsaneleşen karakterler açısından da önemli bir dönem. Crusader Kings II’nin yeni eklentisi de tam olarak bunlara odaklanıyor, dinler ve efsanevi karakterler.
Crusader Kings II’nin yeni eklentisi Holy Fury öncelikli olarak Pagan ve Hristiyan dinlerdeki karakterlere odaklansa da, oyunun hemen hemen her noktasına küçük de olsa dokunuşlarda bulunan bir eklenti. Hatta geliştiricilerin tabiriyle “Crusader Kings II için bu zamana kadar çıkarılmış en büyük eklenti.” Bu raddede Crusader Kings II’nin 2012 çıkışlı, bu zamana kadar çok sayıda eklenti almış bir oyun olduğunu hatırlamakta fayda var, dolayısıyla bu iddia tüm diğer eklentileri gözden geçirdiğiniz zaman daha da anlamlı. Crusader Kings II’nin bir önceki eklentisi olan Jade Dragon 16 Kasım 2017’de çıkmıştı, dolayısıyla şu an incelemesini yazdığımız Holy Fury sadece “en büyük eklenti” değil, önceki eklentiden 1 yıl sonra çıkmış olması itibariyle tüm Paradox oyunlarının DLC’leri arasında önceki eklentiyle arasındaki süre en uzun olan eklenti olabilir.
Holy Fury’nin geliştirici günlüklerini birçok Crusader Kings oyuncusu gibi sabırsızlıkla bekledim, heyecanla okudum. Hafta hafta günlükler geldikçe artık “çıkış tarihi ne zaman duyurulacak” demeye başladık ve biz çıkış tarihi beklerken üstüne daha da çok içerik tanıtıldı, bu da toplulukta “acaba bu son eklenti mi olacak?” sorularının belirmesine sebep oldu. Geçtiğimiz geliştirici günlük konularından birinde de geliştiricilere bu şekilde bir soru yöneltildiğinde günlüğü yazan geliştirici “henüz bu yönde bir açıklama yapamayız” diye cevap vermişti, bu da belki de Holy Fury’nin satış rakamlarının bir sonraki eklenti için belirleyici faktör olabileceği ihtimalini doğuruyor. Gelin çok fazla lafı uzatmadan Holy Fury gerçekten “en büyük eklenti” mi? Oyuna neler ekliyor? Bu eklemeler başarılı olmuş mu? Bu soruların cevabını arayalım.
Paganlar: Savaşçılar ve Reformasyon
Crusader Kings II esasen tamamen katolik krallarla oynanması planlanmış bir şekilde tasarlansa da, geliştirildiği 5 sene içerisinde çehresi müthiş bir değişim gösterdi, bu değişen çehreye uyum sağlamak adına oyunun başlangıç tarihi 1 değil, 2 kere geriye alındı.
Holy Fury eklentisi paganlarla oynanışta önemli değişiklikler yapıyor. Crusader Kings II esasen tamamen katolik krallarla oynanması planlanmış bir şekilde tasarlansa da, geliştirildiği 5 sene içerisinde çehresi müthiş bir değişim gösterdi, bu değişen çehreye uyum sağlamak adına oyunun başlangıç tarihi 1 değil, 2 kere geriye alındı. Tarihin bu şekilde geriye alınmasında amaçlardan birisi şüphesiz katolikliğin zayıf, Cermenizm, Slavizm, Tengrizm gibi dinlerin ise daha diri olduğu zamanlara gelerek oyunculara farklı dinlerde farklı mekaniklerle oynanış sunmaktı. Bu büyük oranda başarıldı. Crusader Kings II’nin değişen çehresiyle birlikte kendimizi yağmacı Vikinglerle oynarken bulduk, Rus İmparatorlukları kurup batıya yöneldik, erken bir Cengiz Han olup ele geçirdiğimiz şehirleri yıkarak ilerledik.
Bu eklenti isterseniz Slav olun isterseniz Cermen dininde, tüm Paganlarla oynarken faydalanabileceğiniz güzel mekanikleri beraberinde getiriyor. Bu mekaniklerin ilki olarak yeni savaşçı tarikatından sözedebiliriz. Hatırlarsanız Crusader Kings II’ye tarikat mekaniği Monks & Mystics eklentisiyle birlikte gelmişti, bu eklenti Satanist tarikatından tutun da Hermetiklere, hatta Şiilerde Haşhaşi tarikatından katoliklerde manastır tarikatlarına kadar oyuna birçok tarikat eklenmiş, ancak bu tarikatlar gerek kendilerine has mekaniklerin yeterli olmaması, gerek birçoğunun fazla güçlü olup, bazılarına katılmanın roleplay yapmıyorsanız birçok yönden anlamsız oluşu itibariyle göze çarpmıştı. Holy Fury eklentisi Paganlara bir “savaşçı tarikatı” ekliyor, bu durum manastır tarikatlarına veya Haşhaşilere erişememesi sebebiyle zaten katılınabilecek tarikat sayısı kısıtlı olan Paganlar için alternatif bir seçenek oluşturmasının yanı sıra, eklentinin diğer mekanikleriyle çok güzel bir şekilde bağlanmış olması yönünden güzel hazırlanmış bir tarikat.
Savaşçı tarikatına katıldığınızda bir düello yapmanız istiyor, ancak merak etmeyin ilk düellonuzda dayak yeseniz dahi çoğu zaman “gayretinizden dolayı” tarikata katılıyorsunuz. Ancak bu raddede düelloyu kaybetmiş olmanız, karakterinizin geleceğinde daha kaybedilecek çok düello olduğunun ve bu düellolarda kol, bacak ve belki de can kaybı yaşayabileceğinizin habercisi olabilir. Holy Fury ile birlikte yenilenen mekaniklerden birisi düello. Eskiden hatırlarsanız belli şartlar altında, örneğin War focusu seçilmesi durumunda basit eventlerle yapılabilen bu eylem artık çok daha derin, çok daha etkili. Büyük bir Slav diyarına hükmediyorsunuz, hükümdarınız olan karakter öldü ve her Crusader Kings II oyuncusunun sevgiyle yaklaştığı Gavelkind veraset biçimi ülkenizin 2 kardeş arasında bölünmesine sebep oldu. Artık kardeşinize diyarın kontrolü için, “gerçek kral kimmiş ona göstermek için” düelloya davet edebiliyorsunuz. Kazanmanız durumunda onun toprağını alarak ülkenizi tekrardan birleştirebildiğiniz gibi, kaybetseniz de oyun ilginç bir şekilde “kazanan kardeşle” devam etme imkanı sunuyor. Tarih kazananlar tarafından yazılır sözünün bir bakıma oynanış mekaniğine evrilmesi söz konusu.
Bu tarikata girdiğinizde ilk başta çok da farklılık sezmeyebilirsiniz, tarikatta diğer tarikatlarda olduğu üzere 4 kademe ve bu kademelerin her biriyle açılan çeşitli özellikler mevcut. Örneğin Berserker özelliği almak için sarayınızda terör estirip saray ahalisinden birkaçının kaşını gözünü yaralamanız gerekebilir. Tarikatın ana görevleri temasıyla uygun bir biçimde “şunla düello yap, burayı yağmala” tarzında, bu görevleri yerine getirerek ve mevcut puanlarınızla diğer tarikatlarda olduğu gibi bir puan kasıyorsunuz ve bu puan çeşitli özelliklerden faydalanabilmenizin yanı sıra, tarikatta seviye yükselmenizi sağlıyor. Bu zamana kadarki düellolardan sağ salim çıkıp en yüksek seviyeye geldiğinizde “işte heyecanlı kısım şimdi başlıyor” diyebiliriz. Bir decision aracılığıyla diğer tarikatlarda olmamak üzere sol kısımda bir Legend barını aktifleştiriyorsunuz, bu barı ilerletmek için yine savaşlar yapmak, yağmalar düzenlemek, kız kaçırmak gibi çoğu zaman barbarca eylemleri yerine getirmeniz gerekiyor. Barı doldurduktan sonra marifetlerinizi sergileyip “efsane” olmak üzere bir yere seyahat ediyorsunuz, sonuçta ününüz sadece ülke sınırları içerisinde yayılmışsa tam olarak efsane sayılamazsınız. Onca düellodan sonra bu event zincirinden de başarıyla hayatta kalmış bir biçimde çıkmanız durumunda bu tarikatın “efsaneleri” arasına giriyorsunuz ve karakterinizden ilerleyecek bir “efsanevi soy” kuruluyor.
Bu kısımda gelin hızlıca “efsanevi soy” da neyin nesi bundan bahsedelim. Holy Fury oyunda belki de Way of Life eklentisinden sonra oyunun roleplay unsurlarına en çok dokunan eklenti. İncelemenin ileriki kısımlarında buna daha çok örnekler vereceğiz ancak efsanevi soy da aslında bir roleplay mekaniği. Yaptıklarıyla tüm dünyaya ün salan bir karaktere sahipseniz, artık o karakterin soyundan gelenler bazı bonuslara sahip olacak. Bu ün salma durumu yukarıda anlattığım gibi illa savaşçı tarikatında yükselerek olmak zorunda değil, belli bir sayıda karakteri öldürürseniz, belli bir sayıda şehir kurarsanız, Aziz ilan edilirseniz, bazı event zincirlerinden başarıyla çıkabilirseniz kendinize has bir efsanevi soya sahip olmanız mümkün. Burada ilginç olan 2 kısım var, birincisi bir karakterin geldiği birden fazla soy olabilmesi, bu soy baba-oğul karakterden olabileceği gibi, bir karakterin birden fazla soy kurabilmesini de beraberinde getiriyor. İkincisi ise bu soyların her zaman “pozitif” soylar olmaması, örneğin İskandinav yarımadasında estirdiği terörle tanınan birinin torunuysanız, hayata 1-0 yenik başlıyorsunuz.
Oyunda düello sistemi eskiden olduğu üzere eventlerle işlemeye devam etse de, artık çok daha etkili ve temiz. Yenilenmiş karakter arayüzümüzde artık sadece traitlerimizi ve modifierları daha iyi incelemenin yanı sıra, karakterimizin “dövüş yeteneğini” de daha net bir biçimde görebiliyoruz ve bu yetenek eskisine oranla daha çok unsurdan etkileniyor. Holy Fury’nin en beğendiğim kısmı oyuna eklentilerle sonradan gelen tarikat sistemi gibi, eşya sistemi gibi “güzel fikir, ancak tam da yapılamamış” mekaniklerde “tamamlayıcı” parçaları yerine koymuş olması. Artık çok iyi bir silaha sahipseniz bu silah sizin normal şartlarda canlı çıkmanızın mümkün olmayacağı bir muharebe alanından canlı çıkmanızı sağlayabiliyor, artık liderinizin savaşçıllık özellikleri muharebe eventlerinde çok daha etkili
Paganlar için bir diğer önemli başlığımız Reformasyon. Eskiden hatırlarsınız belli kutsal bölgelerin ele geçirilmesi ve Moral Authority değerinin %50’den yüksek olması durumunda dininizi reformladığınız vakit her dinin kendisine has önceden belirlenmiş, sabit bir sistemi oluyordu. Örneğin Cermenlerle dini reform ettiğinizde reformasyonu gerçekleştiren karakter Flykir oluyorken, Slavlarda daha farklı bir şekilde bu durum işliyordu. Dini reform etmekteki amacınız çoğu zaman Moral Authority’e “organize din” bonusu almak, karakterlere dinini değiştirmeleri talebinde bulunabilmek ve yüksek Tribal Organization’da vassal ilişkilerini kontrol etmek şeklinde sıralanabilirdi. Artık reformasyon sistemi oyuncuya %100 kontrol sunuyor. Gerekli koşulları sağladığınız vakit dininizi reform edeceğiniz zaman karşınıza yeni bir arayüz çıkacak ve bu arayüzde ilk olarak dininizin doğasını, ardından doktrinlerini ve son olarak liderlik biçimini belirleyebileceksiniz. Bu kısımda dininizin doğası bir bakıma ne kadar savaşçıl ne kadar barışçıl bir toplum olduğunuzla alakalı ve kendilerine has bonuslara sahip, doktrinler ise belki de en heyecanlı kısım, burada kontrol tamamen sizin elinizde – dolayısıyla gidip Enatic Clans doktrinini seçerek “sadece kadınların hükümdar olabildiği” bir din oluşturmanız mümkün. Liderlik kısmında dinin bir lideri olacak mı, olacaksa kim olacak şeklinde bazı ayarlar yapabiliyorsunuz.
Bu kısımda benim gözüme çarpan sıkıntı çok fazla singleplayer düşünülerek yapılmış bir mekanik olması. Oyunda bir dini birden fazla kere reform etmek mümkün değil, dolayısıyla koşulları sağlayıp reform eden kişi bu özellikleri belirlemiş oluyor ve özellikle multiplayerda bu durum daha çok yaşanabilir ancak başka bir oyuncunun veya başka bir yapayzeka ülkesinin bir şekilde reformasyon yaptığını düşünün, bu durumda siz buradaki karar verme aşamasında bulunamamış oluyorsunuz. Belki ilginç bir mekanik olarak reformlamamış paganların kendi reformlarını oluşturarak bir bakıma farklı reformlanmış dinin “farklı mezheplerini” oluşturması sağlanabilirmiş.
Bir diğer özellik ise toplu din değişimi. Eskiden hatırlarsanız ülkede demir yumruk bir biçimde sarsılmaz otoriteyle yöneten bir hükümdara sahip değilseniz din değişimi biraz meşakatli bir işti. Artık geçeceğiniz yeni dinden bir yardımcı bulmanız durumunda işler biraz daha kolay. Bu kısımda yine Tribal Organization gibi mekaniklerin de önemi söz konusu ancak bu sayede bir bakıma sanki o ülkede gizli din kültüyle dininizi önceden yaymışsınız da bir anda açığa çıkmaya karar vermişsiniz gibi herkesin sizle birlikte din değiştirmesini sağlayabiliyorsunuz. Bu esnada size yardımcı olacak kişiden para veya kilise koparabilirseniz ne ala. Eğer bu işin “yardımcı olan” tarafındaysanız bu şekilde boyların din değiştirmesine vesile olmanız ciddi bir prestij ve güzel bir ünvan kazanmanızı sağlıyor. Buradaki sıkıntı zannediyorum oyunun bu şekilde din değiştiren adamın ünvanına pek bakmaması, tek topraklı Slav şefi de din değiştirdiğinde oldukça yüksek bir miktarda prestij geliyor.
Katolikler: Haçlılar, Azizlik ve Vaftiz
Açıkçası ismi Crusader Kings olan bir oyunda haçlı sisteminin gerçek anlamda yenilenmesi için 5 sene beklenmiş olması şaşırtıcı.
O kadar Paganlardan bahsettikten sonra gelin bu Paganları nasıl ortadan kaldırabileceğimizden bahsedelim. Holy Fury ile birlikte “Crusader Kings” uzun bir aradan sonra özüne dönmüş diyebiliriz. Açıkçası ismi Crusader Kings olan bir oyunda haçlı sisteminin gerçek anlamda yenilenmesi için 5 sene beklenmiş olması şaşırtıcı. Oyunda artık Kuzey Haçlıları, 4. Haçlı Seferi, Reconquista gibi bazı olaylar eventler aracılığıyla yaşanabiliyor. Haçlı sistemi baştan aşağıya değiştirilmiş durumda.
Artık bir haçlı ilan edildiğinde ona destek olup olmayacağınızı beyan ediyorsunuz, bir para toplanıyor. Herkesin haçlıda bir lehtar belirlemesi gerekiyor, bu lehtar haçlının başarılı olması durumunda katkınızın oranına göre fethedilen yerden toprak sahibi olacak olan kişi. Haçlının başarılı olması durumunda yaşanabilecek birden fazla senaryo var, burada Papa’nın dileklerine uygun mu hareket edeceksiniz yoksa Papa’yı aşarak haçlıyı bir bakıma Papalığı gücendirmek uğruna “hakimiyetinize mi alacaksınız” buna karar vermeniz gerek. Normal şartlarda topraklar Papa’nın belirlediği, o bölgede hak iddiası olan bir isme gidiyor, ancak siz burada bir adım atıp, tüm toprak benim lehtarıma gitsin diyebiliyorsunuz. Bu dediğinizin geçerli olması için savaşta en çok katkı sağlayan kişi olmanız gerekiyor. Bir diğer adım ise Papa’yı daha da kızdıracak bir biçimde “lehtar mehtar yok ben savaştım toprakları ben yöneteceğim” demek. Bu hareket sonrası bir tür kutsal öfkeyle muhatap kalabilirsiniz.
Bu arayüzde hem haçlı tarafı için hem de hedef için destek vereceğini beyan etmiş karakterleri inceleyebiliyorsunuz ve oyun bu iki taraf arasındaki güç dengesini burada size sunuyor. Eğer haçlı gücü karşı tarafa oranla çok küçük kalıyorsa, Papalık haçlıyı başlamadan iptal edebiliyor. Eğer Katolikliğin çok zayıf kaldığı bir haritada oynuyorsanız bu durum Papanın sürekli haçlı ilan edip ardından iptal etmesiyle sonuçlanabiliyor. Bu durum yeni haçlı sisteminin “bazı senaryolarda” test edilmediğinin göstergesi olabilir.
Holy Fury’nin oyunun roleplay yönüne odaklandığından bahsetmiştik, bunun örneklerinden birisi de azizlik mekaniği.
Crusader Kings II kendi içerisinde çok sayıda roleplay unsurları barındıran bir oyun, dilerseniz bir karakteri tamamen entrika üzerine inşa edebilirsiniz, dilerseniz bir karakteri savaş alanında yenilmez statüye taşımak için uğraşabilirsiniz, dilerseniz bir karakterde o zamana kadarki “savaşçı-Kral” algısını yıkıp diplomatik dehayla işi çözen biri yapmaya çalışabilir, bu şekilde oyununuzu şekillendirebilirsiniz. Holy Fury’nin oyunun roleplay yönüne odaklandığından bahsetmiştik, bunun örneklerinden birisi de azizlik mekaniği. Artık yüksek Piety’e sahip örnek özellikler taşıyan karakteriniz öldükten sonra kilise tarafından Aziz ilan edilebiliyor, bu durumun yaşanması durumunda o karakterden bir efsanevi soy kuruluyor ve soyunuzun Aziz’e bağlanmasından dolayı çeşitli bonuslar elde ediyorsunuz.
Bir diğer mekanik vaftiz mekaniği, yeni doğan çocuğunuzu vaftiz edebiliyorsunuz ve hatta bu vaftiz seremonisi için kiliseye bir miktar bağış karşılığında Papa’yı çağırabiliyorsunuz. Papa tarafından vaftiz edilmiş karakter 20 sene sonra ülkenin başına geçtiğinde kendisini vaftiz etmiş Papa ile nispeten daha sıcak ilişkilere sahip olabiliyor. Yeni taç giyme seremonisiyle tahttaki meşruluğunuzu arttırıyorsunuz.
Arayüz Değişiklikleri ve Ölüm Listesi
Artık çok daha fazla trait ve modifier kaotik bir görüntü sunmadan sergilenebiliyor.
Karakter arayüzü özellikle sık kullandığınız butonların yerinin değişmiş olması itibariyle ilk başta can sıkabilir, ancak geliştirmeler çok isabetli. Artık çok daha fazla trait ve modifier kaotik bir görüntü sunmadan sergilenebiliyor. Belli butonlar tek bir alana toplanmış ve bu kısımda bazı yeni butonlar gözünüze çarpabilir, bunlardan ilki karakterinizin “ölüm listesi”, eğer çok hızlı bir hayat yaşamış karakterinizde gençliğinizde aldığınız canları tekrar bir gözden geçirmek isterseniz, bu artık mümkün. Diğer 2 buton Sway ve Antagonize olmak üzere yine eventler üzerinden yürüyen bir bakıma “ilişki kasma ve bozma” butonları, bu mekanikte aklıma takılan 2 şey vardı, birincisi diplomasi konsey üyesinin “ilişki geliştirme” göreviyle buradaki “ilişki geliştirme” butonunun arasında ne gibi bir fark olabilir ve “biriyle neden ilişkimi bozmak isteyebilirim?”
Bu iki butonu biraz daha kendi kişisel gayretleriniz olarak görebilirsiniz, eğer plota davet edebileceğiniz karaktere hediye yollasanız dahi yetmiyorsa bu bir seçenek olabilir, eventler aracılığıyla kendisine arayı ısıtmak için mektup yazabilir, kendisini saraya davet edebilirsiniz. Antagonize yaptığınızda mesele sadece bu karakterle aranızı bozmak değil, bu karakterle arayı “nasıl” bozduğunuz, çünkü bu nasıl sorusunun cevabı çoğu zaman o karaktere “zarar vermek” üzerine, dolayısıyla ortadan kaldırmak veya en basitinden “acı çektirmek” istediğiniz karakterler için de bunu kullanabilirsiniz gibi görünüyor.
Parçalanmış Dünya ve Rasgele Dünya
Oyunun tekrar tekrar oynanabilirliğini arttırma amacıyla oyuna Parçalanmış Dünya ve Rastgele Dünya seçenekleri eklenmiş.
Tüm bunların yanı sıra Crusader Kings II: Holy Fury ile birlikte oyuncular tarafından uzun zamandır dile getirilmiş, yine biraz işin “Haçlı Kralları” konseptinden uzaklaşan ancak oyuncuya “kontrol” sağlama amacı güden çeşitli yenilikler var. Oyunun tekrar tekrar oynanabilirliğini arttırma amacıyla oyuna Parçalanmış Dünya ve Rastgele Dünya seçenekleri eklenmiş. Bu seçenekler Europa Universalis IV’teki Custom Dünya özelliğini anımsatıyor ancak çok daha derin. Parçalanmış Dünya özelliğinde belli ayarlara göre isterseniz kontluk seviyesinde isterseniz düklük seviyesinde herkesin az çok “eşit” başladığı, biraz daha “harita genelinde beylikler dönemi” havasında oyunlar açabiliyorsunuz. Rastgele Dünya ise çok daha heyecanlı, sadece ülkeleri veya hükümdarları değil, oyundaki kültürlerden dinlere kadar birçok şeyi rastgele oluşturuyor. Bu rastgele oluşturma sonrasında dilerseniz oyuna girmeden evvel ufak değişiklikler yapabiliyorsunuz. Bu mekanik daha çok oyunda ilginizi çeken coğrafya/din/ülke bulamadığınız vakit size bir “alternatif” sunma amacı güdüyor.
Harita Değişiklikleri ve Helenizm
Holy Fury ile birlikte gelen 3.0 yaması oyunda Polonya, Finlandiya, İskandinavya, Rusya gibi coğrafyalarda harita değişiklikleri yapmasının yanı sıra, elektif yönetim biçimlerinde müthiş bir değişikliği beraberinde getiriyor. Artık kim hangi adaya neden oy veriyor/neden oy vermiyor görebiliyorsunuz. Eskiden biraz daha “karakterinizle arası iyiyse aday gösterdiğinize oy verir” basitliğindeydi, artık durum çok daha ayrıntılı. Bizans İmparatorluğunun kendisine has bir seçim sistemi ve “oy gücü” hesaplaması var, konseyinizde yüksek statlara sahip kişilerin oy gücü daha yüksek oluyor, öte yandan oy gücü daha az olsun diye kötü statlı kişiler atarsanız bu sefer sizin puanınız da azalıyor. Bizans’tan bahsetmişken artık Roma kurduğunuz oyunda bir adım daha ileriye giderek Roma’nın köklerine dönüp Helenizm dinini canlandırmanız da mümkün. Yeni bordergore karşıtı oyun ayarı hükümdarın ölmesi durumunda ana ülkeye bağı olmayan parçaların bağımsız olmasına sebep oluyor.
Genel olarak Holy Fury gösterilen ve tanıtılan ne varsa bize sunan bir eklenti oldu. Crusader Kings II 2012’den beri sürekli olarak güncellenen ve geliştirilen bir oyun. Diğer Paradox Interactive oyunlarına nazaran daha çok karakter ve RPG odaklı olduğundan oyuna derinlik katabilecek birçok özellik eklenebilir. Bunun yanında oyunun hala geliştirilebilecek yönleri mevcut olduğunu düşünüyorum.
The Good
- Haçlı mekaniklerindeki değişiklikler
- Savaşçı tarikatının özellikleri
- Önceki eklentilerden zayıf kalan mekaniklerde tamamlayıcı yenilikler
- Uzun zamandır beklenen arayüz değişiklikleri
The Bad
- Bazı özelliklerin fazla kolay elde edilmesi
- Haçlılarda Katoliklerin zayıf kalması gibi bazı senaryoların düşünülmemiş olması